Barış ve Barışın Eğitimi Üzerine: Tecrübelerin Paylaşılması Atölye Çalışması

17 Aralık 2005
Dedeman İstanbul Otel
 
Nazire Dedeman
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni

 
Umut Vakfı Başkanı olarak sizlere hoş geldiniz demek ve bizlerle olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum. Hepimiz aynı rüyayı paylaşıyor ve aynı amacı taşıyoruz. 
 
Felsefesini “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nden alan Vakfımız, ifade etmekten hoşlandığımız gibi Hukukun Üstünlüğü Prensibini hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla Umut Vakfı pek çok proje ve faaliyet yürütmekte, ayrıca temel ve orta öğretim kurumlarına dönük insan hakları konulu kitapların hazırlanmasına destek vermektedir. Ayrıca bu kitaplarla insan hakları üzerine eğitim vermek üzere 2,000’den fazla öğretmen ve sivil toplum gönüllüsü eğitilmiştir. Bu dev bir adım olmasa da mütevazi bir başlangıç sayılmalıdır.
 
Hepimizin malumu olduğu üzere insan hakları insan haysiyeti anlamına gelir. İnsan haklarının temelinde yaşam hakkı yer alır. Umut Vakfı ister bireysel, ister organize olsun şiddetin her türlüsüne karşıdır. Umut Vakfı Türkiye’de silahların kontrol altına alınması için yaygın bir kampanya yürütmektedir ve bu alanda önemli bir gelişme kaydetmiştir. Çabalar kamu bilincinin uyandırılması ve kamu duyarlığının artırılması ile sınırlı kalmamış ayrıca vakfımız silahların varlığının şiddete davetiye çıkarmak olduğu konusunda karar vericilerin dikkatlerini de çekmiş ve konu üzerindeki yasal değişikliklerde etkin rol oynamıştır.
 
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki barış sadece şiddetin karşıtı değildir. Barış, barışı sağlayacak, barışı koruyacak ve barışı inşa edecek becerilerin gelişebileceği bir kültür ortamına ihtiyaç duyar. Umut Vakfı sadece barış hakkında eğitici programlar hazırlamakla kalmayıp Ortadoğu, Güneydoğu Asya ve genel olarak Batı Dünyasında barışı destekleyen aktiviteler içinde de yer almıştır.
 
Vakfımız uzun bir yol katetmiştir. Şu an “bazen dur ve ne yaptığını gözlemle” sözünün önemini idrak edecek bir noktadayız. Bu söz bilgilerimizi karşılaştırma, birbirimizden öğrenme ve ortak rüyalarımızı gerçekleştirmek için bir araya gelme fırsatı veren bu konferansın amacını özetlemektedir. 
Eminim ki tüm katılımcıların aynı amacı kavramamızı kolaylaştıracak kişisel deneyimleri ve hikayeleri mevcuttır. Bunların tümü “Barış ve bunun eğitimi için organize olmak” şeklinde ifade ettiğimiz bütünün farklı taraflarını paylaşmaktadır. Ancak parçaların biraraya getirilmesi her zaman bir “bütün” oluşturmaz. Bütünlük psikologlarının söylediği gibi “bütün sadece kendini oluşturan parçaların bir toplamı değildir”. Bu atölye çalışmasının sonunda, umarız ki herbirinizin farklı deneyimlerinden oluşan bir bütüne ulaşmak mümkün olur.
 
Bruce Dayton ve Esra Çuhadar Gürkaynak bizlere bu yenilenmiş bilince ulaşma konusunda yardımcı olacaklar. Kendileri daha önceki atölye çalışmalarımızda da aynı görevi üstlenmişlerdi. Bu heyecan verici deneyim için sabırsızlanıyor ve kendilerine katkıları için bir kez daha teşekkür ediyorum.
 
Sırasıyla diğerlerine de teşekkür etmek istiyorum: Umut Vakfı ile “yürüyüşte yürümek” projesinde elbirliği eden Winpeace’den organizasyonu sağlayanlara. Özellikle Friedrich Ebert Vakfından Sn. Bettina Luise Rürup and Sn. Neşe Ozan Köker’e sadece mali destekleri için değil aynı zamanda projenin gerçekleştirilmesindeki yoğun katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum. Ayrıca Neşe Ozan Köker’e sebaatkar bağlılığı için borçlu kaldığımı belirtmek isterim.
 
Son olarak daha umutlu günler için temennilerimi bir kez daha vurguluyorum.