"Bireysel Silahlanma Sorunu: Çözüm Önerileri" Konferansı
- Çalışma Grubu Raporları
-
Sosyal Durum Çalışma Grubu Raporu
Hukuk Çalışma Grubu Raporu
Medya Çalışma Grubu Raporu
Güvenlik Grubu Çalışma Raporu - Sonuç Bildirgesi
-
UMUT VAKFI VE İSTANBUL VALİLİĞİ İŞBİRLİĞİYLE
28 Eylül Dünya Bireysel Silahsızlanma Günü
‘Türkiye’de Bireysel Silahlanma Sorunu: Çözüm Önerileri’ Arama ToplantısıUmut Vakfı ve İstanbul Valiliği işbirliği ile, 24 Eylül 2005 tarihinde yapılan ‘Türkiye’de Bireysel Silahlanma Sorunu: Çözüm Önerileri’ Arama Toplantısı’nda, Sosyal Durum, Medya, Hukuk ve Güvenlik çalışma grupları, ülkemizdeki bireysel silahlanma sorununu farklı bakış açılarıyla değerlendirmiş, aşağıdaki görüş ve önerilerin kamuoyuna açıklanmasına karar vermiştir:
Kültürümüzün, şiddete ve silaha yatkınlık yaratan, şiddeti kanıksamayı doğuran ögeleri bulunmaktadır. Açık iletişim alışkanlığının olmaması, bireysel ve toplumsal güvenliğin sağlanmasından sorumlu aktörlere duyulan güven eksikliği, güvenlik güçlerinin oransız güç kullanımı, barış kültürünün tesisinden sorumlu olanların şiddet uygulayıcısı olabilme özellikleri, sorunu pekiştirmektedir.
Silahlanmanın önlenebilmesi ve sorun alanlarının çözümlenmesinde; toplumsal değerler, kültürel ögeler ve silahlanma nedenlerini içeren kapsamlı araştırmaları temel alan, toplumun tüm kesimlerinde tutum, davranış ve dil değişikliği yaratacak, şiddet içermeyen sorun çözme yöntemlerini, insan haklarını ve barış kültürünü hedefleyen eğitim modelleri geliştirmeli ve hızla hayata geçirmeliyiz.
Silahlanma sorunu toplumun tüm kesimlerince benimsenmedikçe kesin çözüm üretmenin olanaksızlığına inanıyoruz. Bu nedenle saptama, görünür kılma ve izlemeyi içeren, farkındalık yaratma amaçlı, yaygın ve yüksek sesli kampanyalar yürütmeliyiz.
Medyada yer alan şiddet ve bireysel silahlanma görünümlerinin çok ve çarpıcı, bu görünümlere karşı izleyici-okuyucu-dinleyiciler tarafından gösterilen tepkilerin ise yok sayılabilecek kadar az ve etkisiz oluşu; medya ve şiddet ilişkisinin demokratik kültür açısından ele alınması gereğini ortaya çıkartmaktadır. Farklı yayın politikaları ve popüler medyanın var olan durumu meşrulaştırıcı yaklaşımına karşı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ vazgeçilmez bir metindir. Bu bildirgenin yanı sıra, yurttaşların medyayı doğru algılamaları ve bilinçli konuma gelebilmeleri için ‘medya okuryazarlığı’ kavramının eğitim kurumlarının da desteğiyle tanınması, uygulanması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Türkiye’nin uluslararası sözleşmeler bağlamında 12.02.2004 tarihli 5095 sayılı ‘Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Ateşli Silahlar, Parçaları ve Aksamları İle Mühimmatının Yasadışı Üretimine ve Kaçakçılığına Karşı Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunmasına Dair Kanun’un kabulü memnuniyet vericidir. Ayrıca Türkiye’nin 03.04.1979 tarihinde imzaladığı, ancak henüz onaylamadığı 1 Temmuz 1982 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan ‘Ateşli Silahların Kişiler Tarafından Alımının ve Bulundurulmasının Denetimine İlişkin Avrupa Sözleşmesi’ onaylanmalıdır. 1 Ocak 1993 tarihinden itibaren ateşli silahların alımı, bulundurulması ve diğer ülkelere naklini belirleyen 18 Haziran 1991 tarihli 91/477/CEE sayılı AET direktifini de anımsatarak, ülkemiz yasal mevzuatının uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Özellikle 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun ve Yönetmeliklerle diğer yasal mevzuatımızda değişiklikler yapılmalıdır:
Güvenlik görevlileri dışında kimseye ‘’Taşıma Ruhsatı’’verilmemesine yönelik uzun dönemli çalışma hedeflenmelidir.
Kısa dönemde ‘ciddi hayati tehlike’nin varlığı halinde ruhsat verilmesi ve diğer yasal mevzuat bakımından ruhsat işlemlerinin daha katı kurallara bağlanması gereklidir.
Mevcut yasal düzenlemede bulunan 5 yıllık ruhsat süresi 2 yıla indirilmelidir. Bir kişiye birden fazla ruhsat verilmemelidir.
Bireysel silahsızlanma asıl hedef kabul edilerek, özellikle ruhsatsız silahların teslimi, edinilmesinin özendirilmemesi ve etkin pişmanlık konusunda yasal düzenlemeler geliştirilmelidir.
Bireysel silahlanmanın güvenlikle ilgili boyutunda; silah ruhsatı talebini azaltıcı, etkin önlemlerin ivedilikle yasal mevzuatta yer alması, ruhsatsız silahların kayıt altına alınması ve cezai müeyyidelerin arttırılması, Türkiye’yi kapsayan tek bir veri tabanının oluşturulması, taşıma ruhsatlarının kapsamının daraltılması, mümkünse bulundurmaya çevrilmesi, taşıma ruhsatının işyerinde ve işbaşında sınırlandırma koşulunun yasayla düzenlenmesi, kurusıkı silahlar ve alkollü iken silah taşımanın yasaklanmasıyla ilgili düzenlemelerin yapılması, can güvenliği ile ilgili silah talebinde ruhsat verme usulünün tartışmaya açılması, ruhsatlandırmada kişilerden istenen sağlık raporlarının sağlık kurulu raporu olarak düzenlenmesi; mutlaka kişinin öfke, kişilik, tepkisel ve ruhsal hastalığını kapsayan ayrıntılı psikolojik testlerin zorunlu hale getirilmesi ve raporun ilgili kuruma gizli olarak gönderilmesi, pratik ve teorik eğitimi kapsayan sertifika programının zorunlu hale getirilmesi, alt yaş sınırının yukarı çekilmesi, üst yaş sınırı getirilmesi, ruhsat süresi bitimini takiben 6 ay içerisinde yeniletmeyenlerin tebligata gerek kalmaksızın ruhsatlarının iptal edilmesi, yıllık mermi sayısının kısıtlanarak tüketim takibinin yapılması, ayrıca silah muhafaza ve denetimlerine ilişkin kontrol sistemlerinin oluşturulması gerekmektedir.
Kamuoyunda benimsenmiş olan 28 Eylül tarihinin Dünya Bireysel Silahsızlanma Günü olarak kabul edilmesi önerisinin TBMM ve hükümete sunularak,
Ayrıca BM tarafından kabul edilmesi için gerekli girişimlerin başlatılması tavsiye olunur.