"Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri" Yerel Medya Eğitim Semineri - GAZİANTEP

Umut Vakfı
“Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Semineri
Gaziantep
 
6 Aralık 2009, Dedeman Otel
Nazire Dedeman Açış Konuşması

 
Değerli  konuklarım, Hoşgeldiniz.
 
“Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Seminerlerimizin altıncısında Gaziantep’de sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. 
 
Umut Vakfı, bireysel silahsızlanma, şiddet, barış kültürü ve hukukun üstünlüğü konularında 16 yıldan bu yana çalışıyor, bilgilerini ve araştırmalarını her fırsatta kamuoyu ile paylaşıyor. 
 
Bu süreçte medya mensuplarının, özellikle bireysel silahlanma ile oluşan yaşam hakkı ihlallerine ilgisi ve silahsızlanma konusuna desteği her zaman yanımızdaydı. 
 
Şiddet, büyük ölçüde toplumsal eşitsizliklerden kaynaklanıyor. Bu eşitsizlikler korkularımızı körükleyen, gittikçe daha fazla şiddet doğuran bir sarmal oluşturuyor. Suç konularının ve şiddetin “medyatik” olması bir sorundur. 
 
Bu sorunun da bir tür eşitsizliğe dayandığını düşünebiliriz. Çünkü medyadaki şiddetin, biz izleyiciler tarafından ilgiyle ve fazlaca tüketilmesinin nedeni,  belki de bu eşitsizliklerin sonucu olan korkularımız ve güvensizlik hissimizdir.
 
Şiddetin medyatik olmasının yarattığı korkunun kaynağını ve sonuçlarını sorgulamak ve anlamaya çalışmak, şiddetsiz bir toplum tahayyülümüzü gerçekleştirmek için üstlenmemiz gereken bir sorumluluktur.  
 
Bu anlamda medayadaki şiddete sadece “hayır” demiyoruz. Medyadaki şiddetin evrenini, her yönüyle anlamaya gayret ediyoruz. Bu seminerler dizisininin program içeriği büyük ölçüde bu anlayışa dayanmaktadır. Ayrıca, bu seminerler dizisi, üstlendiğimiz sorumluluğu sizlerle paylaştığımız bir zemindir.
 
Dünyanın pek çok ülkesinde, silahları kolaylıkla edinen gençler ve çocuklar, kendi okullarında, arkadaşlarını, öğretmenlerini ve ardından kendilerini sahip oldukları ateşli silahlarla öldürdüler... Bu saldırgan gençlerin ve çocukların hepsi kolaylıkla silahlandılar ve ciddi düzeyde şiddet içerikli medya mesajları tükettiler. Bizim ülkemizdeki gençler ve çocuklar için de durum geçerlidir. 
 
Konunun sosyolojik arka planını göz ardı etmememiz gerektiğini vurgulayarak soruyoruz: Acaba medyanın bu şiddet ortamının oluşmasındaki etkisi nedir? 
 
Bu konuda, Dünya’da yapılmış çalışmalardan akla yakın olanlardan bazıları gösteriyor ki; medya –özellikle de televizyon- insanlara, şiddeti, “normal” bir sorun çözme yöntemi olarak gösteriyor. 
 
Ayrıca, bize şiddetin her yerde olduğunu ve bu şiddetten “korkmamız” gerektiğini söylüyor. Bu tür bir “korku” ve “güvensizlik” söylemi de, muhtemelen, insanların daha fazla silahlanmasında etkili oluyor. 
 
Şiddetin en uç noktası olan bireysel silahlanmanın belirgin nedenlerinden biri,  toplumsal hayatta “şiddet göstererek” var olma biçimidir. 
 
Bireyin kendini gösterme, “var olduğunu” vurgulama biçimi olarak “silahlanma”yı seçmesi, esas olarak eşitsizliği olumlaması anlamına gelir.  Çünkü, kaba kuvvetle, “silah” gösterişiyle üstünlük sağlayarak “güç” elde edeceklerini düşünenler; dolayısıyla, bu güçle varlıklarını kanıtlayacaklarını kabul ederler.
 
Oysa, bireylerin silahlanması, şiddetin boyutunu daha da büyütmekte ve daha fazla tehdit yaratarak güvensizliği arttırmaktadır. Bugün bazı konuşmacıalrımız bireysel silahlanmanın Türkiye’deki boyutlarına dikkat çekecekler. Ancak, şunu vurgulamak isterim ki; bugün Türkiye’de, yılda 3000 kişi ateşli silahlarla ölmektedir. Bu yurttaşlarımızın ortalama 700’ü ateşli silahlarla kaza sonucu hayatlarını kaybetmektedirler. 
 
Ülkemizde “silah” bir kültürel özellik olarak kabul edilir. Kızgınlık, öfke ve düşmanlık gösterisinde ateşli silah kullanıldığı gibi; silahla şerefin, namusun korunacağı, coşkunun kutlanabileceği de zannedilir. Her durumda, sonuç yalnızca ölümdür...  
 
Bu gerçeği bize defalarca kanıtlayan yaşam öyküleriyle medyada sık sık karşılaşıyoruz. 
 
Biz okuyucular/izleyiciler ve dinleyiciler; siz, bu olayları bizlere aktaran haberciler olarak hepimiz, en azından şu gerçeğin farkında olmak zorundayız: “yaşama hakkı” insanın en temel hakkıdır. Bu hak eşittir. Bu eşitliği bozan en önemli sosyal problemlerden biri bireysel silahlanmadır. 
 
Umut Vakfı olarak bireysel silahlanmayı ele alırken, hukukun üstünlüğüne, barış kültürüne, yurttaş olma bilincine ve bunun önemli bir sorumluluk olduğuna vurguda bulunuyoruz.
 
Siz, gazeteci yurttaşlar, bu konuda önemli rol üstlenmektesiniz. Şiddet olaylarıyla karşılaşırken, haberlerinizi kurgularken ve bizlere aktarırken; karşı karşıya olduğunuz durumun öncelikle insanın yaşama hakkıyla ilgili olduğunu hatırlamanız önemli bir adımdır. 
 
Şiddet haberleri, medya izleyicisine çeşitli hayat hikayeleri anlatıyor. Bizlerin kolaylıkla tükettiği bu hikayelerdeki gerçekliklere, bu hikayelerin gösterdiği sorunlara ne denli duyarlıyız? Bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bu hikayelerin anlatıcıları olarak üstlendikleri rolün ve sorumluluğun farkında mıdırlar? 
 
Bu sorular, bugünkü eğitim programımızın temelini teşkil ediyor. 
 
Bu nedenle, medyanın şiddet ve bireysel silahlanma konusundaki olayları topluma yansıtma biçimini birlikte irdelemek; meslek gereklerine uygun, eleştirel ve objektif bir yaklaşımın nasıl inşa edilebileceğini tartışmak amacıyla Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Eğitim Seminerini gerçekleştirmek üzere bugün burada toplandık.
 
Bu vesileyle tüm konuşmacılarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu toplantıyı gerçekleştirmemize katkıda bulunan Friedrich Ebert Stiftung Derneği’ne ayrıca teşekkür ediyoruz.
 
Tekrar hepinize hoşgeldiniz diyorum ve verimli, eğlenceli, katılımcılığın yüksek olduğu bir çalışma diliyorum.