"Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri" Yerel Medya Eğitim Semineri - KONYA

UMUT VAKFI
"Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri" Yerel Medya Semineri
KONYA
 
22-23 Mayıs 2010, Dedeman Otel
Nazire Dedeman Çağatay Açış Konuşması

 
Değerli  konuklarım, Hoşgeldiniz.
 
“Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Seminerlerimizin 7.sinde Konya’da sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. 
 
Umut Vakfı, bireysel silahsızlanma, şiddet, barış kültürü ve hukukun üstünlüğü konularında 16 yıldan bu yana çalışıyor, bilgilerini ve araştırmalarını her fırsatta kamuoyu ile paylaşıyor. Bu süreçte, medyanın desteği her zaman bizimleydi. Biz ise, Umut Vakfı olarak, araştırmalarımızı, gördüğümüz sorunları, eleştiri ve değerlendirmelerimizi medyayla ve medya aracılığıyla toplumla paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz.
 
Ülkemizde ve belki de dünyanın her yerinde “şiddet” en medyatik konulardan biridir. Aynı zamanda şiddet “insan hak”larına, “yaşama hakkı”na yönelen son derece yaygın bir ihlaldir ve maalesef hayatımızın önemli bir parçasıdır. 
Medya ve şiddet konusunda Dünya’da yapılmış çalışmalardan bazıları; medyanın –özellikle de televizyonun- şiddeti, “normal” bir sorun çözme yöntemi olarak insanlara gösterdiğini ortaya koyuyor. 
 
Medyada gösterilen şiddet biz izleyiciler tarafından da ilgi görüyor, hatta talep ediliyor. Bu ilgi ve talebin  nedenleri ise iletişim ve sosyoloji disiplinlerinde çalışan bilim insanları tarafından her zaman çok tartışılmaktadır. 
 
Nedenler ne olursa olsun; bir yurttaş olarak düşüncem şudur: Medya, hayatın da önemli bir parçası olan şiddeti, çoğu zaman abartarak sunarken, biz izleyicilere ve medya tüketicilerine hiç de güvenli bir ortamda yaşamadığımızı söylemektedir. Şiddetin her yerde olduğunu ve bu şiddetten “korkmamız” gerektiğini biz izleyicilere göstermektedir. Bu “korku” ve “güvensizlik” söylemi de, güçlü olasılıkla, insanların daha fazla silahlanmasında, kendi güvenliğini kendilerinin sağlama eğiliminin artmasında etkili oluyor. Şiddetin sıradanlaştırılması ne kadar yanlışsa, korku ve güvensizlik söylemi de o kadar yanlıştır.
 
Umut Vakfı, 16 yıldan bu yana bireysel silahsızlanma konusunda bilimsel araştırmaların yanı sıra kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütmektedir. Birleşmiş Milletler Danışman NGO’su ve Uluslararası Hafif Silahlar Eylem Ağı’nın (IANSA) Türkiye temsilcisi olarak Vakfımız, bu konuyu hem ülkemizde hem de dünyada yakından takip etmektedir. Çünkü bireysel silahlanma, Dünya’da olduğu kadar Türkiye’de de son derece önemli ve yaygın bir sorundur. 
 
Bugün ülkemizde ateşli silahlarla her yıl ortalama 3000 yurttaşımız hayatını kaybediyor. Ruhsatlı ya da ruhsatsız silaha sahip olan yurttaşlarımızın sayısı ise oldukça yüksektir. Bu sorun yaşama hakkımızla ilişkilidir. Bu nedenle de her bir yurttaşı yakından ilgilendirmektedir.
 
Hatırlatmak isterim: Silahın yegane işlevi “öldürmektir”. Dolayısıyla, bireysel silahlanma şiddetin en uç noktasıdır.
 
Bu gerçeği bize defalarca kanıtlayan yaşam öyküleriyle medyada sık sık karşılaşıyoruz. Hepimiz, en azından şu gerçeğin farkında olmak zorundayız: “yaşama hakkı” insanın en temel hakkıdır. Bu hak eşittir. Bu eşitliği bozan en önemli sosyal problemlerden biri bireysel silahlanmadır. 
 
Umut Vakfı olarak bireysel silahlanmayı ele alırken, hukukun üstünlüğüne, barış kültürüne, yurttaş olma bilincine ve bunun önemli bir sorumluluk olduğuna vurguda bulunuyoruz.
 
Siz, gazeteci yurttaşlar, bu konuda önemli rol üstlenmektesiniz. Şiddet olaylarıyla karşılaşırken, haberlerinizi kurgularken ve bizlere aktarırken; karşı karşıya olduğunuz durumun öncelikle insanın yaşama hakkıyla ilgili olduğunu lütfen hatırlayınız. 
 
3 yıl önce, bugün 7. kez düzenlediğimiz “Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Seminerleri Dizisi’ne başlarken, hedefimiz, yerel medya mensubu dostlarımızla birlikte, ülkemizin her yerinde şiddetin nasıl haberleştirildiğini öğrenmek, değerlendirmek ve tartışmaktı. Amacımız ise ülkemizde, yerelden başlayarak, medyanın, şiddet ve bireysel silahlanma ile oluşan olayları topluma yansıtma biçimine objektif ve meslek gereklerine uygun olarak, eleştirel yaklaşmasını tesis etmekti. 
 
Çünkü biz Umut Vakfı olarak, şiddetsiz bir toplum tahayyülüne katkıda bulunmak için, şiddetin medyatik olmasının nedenlerini, kaynaklarını ve sonuçlarını sorgulamayı ve bunları anlamaya çalışmayı, üstlenmemiz gereken bir sorumluluk olarak görüyoruz.  Biz bu sorumluluğumuzu, bu seminerler dizisiyle, siz gazeteci dostlarımızla paylaşıyoruz.
 
Bu anlamda medyadaki şiddete sadece “hayır” demiyoruz. Medyanın bizlere gösterdiği şiddeti ve toplumdaki karşılığını her yönüyle anlamaya gayret ediyoruz. Bu seminerler dizisininin program içeriği büyük ölçüde bu anlayışa dayanıyor. 
 
Şiddet haberleri, medya izleyicisine çeşitli hayat hikayeleri anlatıyor. Bizlerin kolaylıkla tükettiği bu hikayelerdeki gerçekliklere, bu hikayelerin gösterdiği sorunlara hepimiz ne denli duyarlıyız? Bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bu hikayelerin anlatıcıları olarak üstlendikleri rolün ve sorumluluğun farkında mıdırlar? 
 
Bu sorular, bugünkü eğitim programımızın temelini teşkil ediyor. Bu nedenle, medyanın şiddet ve bireysel silahlanma konusundaki olayları topluma yansıtma biçimini birlikte irdelemek; meslek gereklerine uygun, eleştirel ve objektif bir yaklaşımın nasıl inşa edilebileceğini tartışmak amacıyla Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Eğitim Seminerini gerçekleştirmek üzere bugün burada toplandık.
 
Tüm konuşmacılarımıza ve oturum başkanlarımıza içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum. Bu toplantıyı gerçekleştirmemize katkıda bulunan Friedrich Ebert Stiftung Derneği’ne ayrıca teşekkür ediyorum.
 
Tekrar hepinize hoşgeldiniz diyorum ve katılımcılığın yüksek olduğu, verimli bir seminer olmasını diliyorum.