28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü

 28 Eylül 2012

Taksim Meydanı
  
Nazire Dedeman Çağatay
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni


Değerli Dostlarım,

Bugün ülkemizde trafik kazalarından sonra en fazla can alan sorun bireysel silahlanmadır. Yılda ortalama 5.000 kişinin olay yerinde hayatını kaybettiği trafik kazalarının ardından, bireysel silahlanma nedeniyle ölümler 4.500 kişiyle 2. sırada geliyor. Hiç kuşkusuz; bu iki sorunun niteliği aynı değildir. Arabanın ulaşımı kolaylaştırmak gibi bir işlevi vardır ve dikkatsiz kullanımında da kazalar olur. Ancak, silahın, öldürmekten başka hiç bir işlevi yoktur.

Sayın Başbakanım, sayın vekillerim. Sizlere sesleniyorum. Biz parkta, belediye otobüsünde, kapımızın önünde çocuklarımızı koruyamıyoruz. Kadınlarımız, eşlerinin güya koruma amaçlı edindikleri silahlardan çıkan kurşunlarla öldürülüyorlar. Onları da koruyamıyoruz. Bunlar sizi rahatsız etmiyor mu? Bir önlem almazsanız, ölenler sizin çocuklarınız, torunlarınız olabilir. Başınıza gelmeden harekete geçin ve 3 yıldır bekleyen silah kanun tasarısını yeniden ele alın. Ele alın ama lütfen sokaklarda can güvenliğimiz olmadığı gerçeğini unutmadan ele alın. Umut Vakfı ve bireysel silahsızlanmaya inananlar olarak bunu size unutturmamak için elimizden geleni yapacağız, buna söz veriyoruz.

Geçtiğimiz yıl yaygın medyayla beraber yerel medyayı da takibe aldık. Bireysel silahlarla işlenmiş suçları derleyerek istatsitik çıkarmaya çalıştık. Olay sayısında bir önceki yıla göre tam iki kat artış var. Türkiye bireysel silahlanmada çok kötü bir durumda. 

Yapılan bir araştırmaya göre 300 milyonluk nüfusa sahip Amerika Birleşik Devletlerinde 300 milyon da silah var. Yani kişi başına 1 silah. Bu silahlarla Amerika’da yılda 30.000 kişi hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise, ne yazık ki resmi istatistiklere artık ulaşamıyoruz. Suç istatistiklerinden yola çıkarak 2.5 milyon ruhsatlı silah varsa, 17 milyon da ruhsatsız silah olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’deki 20 milyon silah her yıl 4.500 kişinin canına mal oluyor. Silah sayımız Amerika’nın 15’te biri ama saçtığı ölüm 3 kat daha fazladır. 

Artık bireysel silahlanmanın en serbest olduğu Amerika Birleşik Devletlerinde bile konu tartışmaya açılmış durumda. Bir film galasında yaşananlar, ülkeyi hararetli bir tartışmaya sürükledi. Biz ne zaman Türkiye’nin bu konuyu tartıştığını göreceğiz? Sokak ortasında yaşanan alacak davası yüzünden atılan silahlardan gelen kaza kurşunu ile 8 yaşındaki Yusuf Kerem belediye otobüsünde can verdi. Parkta kaydıraktan kayan 6 yaşındaki Umut nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla hayata gözlerini yumdu. 12 yaşındaki Gonca evinin önünde, yine nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla, hayatının baharında solup gitti. Bu konunun doğru düzgün ele alınması için daha ne kadar çocuğumuzun, kadınımızın can vermesi gerekiyor? Sokakta can güvenliğimiz yok! Her geçen yıl, bir öncekinden daha kötü oluyor. Sebep: kontrolsüz, bilgisiz, bilinçsiz silahlanma ve silahlanmayı kolaylaştıran yasalardır. Buna artık bir son vermek gerekiyor. Ben yeter artık diyorum! Demekten de yorgun düştüm. Olsun. Bireysel silahlarla evladını kaybeden ailelerin neler yaşayacaklarını evladını kaybetmiş bir anne olarak o kadar derinden hissediyorum ki yoruldum.

Bu yıl istatistiklerde öne çıkan bir gerçek daha var; havaya ateş açma olaylarında, aile içi şiddette kullanılan ateşli silahlar 18 yaşını dolduran herkesin çok kolaylıkla elde edebileceği tüfekler olmuş.  


Sevgili dostlarım,

Geleneklere bağlılık güzel bir şeydir. Geldiğimiz yeri unutmamak, bugün olduğumuz yeri doğru belirleyebilmek için köklerimizden beslenmeliyiz. Ancak her gelenek doğru değildir. Bugün kimse töre cinayetlerini, çocuk gelinleri savunmuyor. Ama bunlar var ve mücadele ediliyor. Türkiye’de bireysel silahlanma da aynı durumdadır. Silah sahibi olmak istemenin ardındaki en büyük neden, yetiştiriliş tarzıyla ve toplumun dayatmasıyla oluşuyor. Kırsaldan kente taşınan yaşamlarda artık silaha ihtiyaç yoktur. Elinde çekiç olan çekiçleyecek bir yer arar, belinde silahı olan da onu kullanacağı bir ortam arar. İşte tam da bu yüzden yerli yersiz patlıyor bu silahlar. Bugünün modern yaşam tarzında silahlar gösteriş için, statü sembolü olsun diye erkeklik göstergesi olarak taşınıyor ve silahı olan sanki uluorta kullanabilme hakkını elde etmiş gibi rastgele ateşliyor.

2000 yılından beri derlediğimiz bireysel silahlı vakaların sadece %3’ü gasp, haneye tecavüz, hırsızlık gibi güvenlik ihlali içeriyor. Geriye kalan %97’si silahı edinme amacı dışında kullanıyor. Şimdi durum buyken, rakamlar ortadayken, bireysel silahlanmayı bu kadar kontrolsüz ve serbest bırakmak akıl işi mi? Biraz önce size isimlerini saydığım çocuklarımızın hiçbiri 12 yaşından büyük değildi. Daha onlarcasının da ismini sayabilirim. Şimdi bireysel silahlanma bu yavrulardan daha mı değerli, sorarım sizlere?

Daha dün bir anne, öğretmenlik yaptığı sınıfta öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Bir gazete patronu denetleme görevini yerine getirmeye gelen bir medya çalışanını ateşli silahla yaraladı. 

Bu ülkede bireysel silahlarla anneler, babalar, kardeşler, eşler, sevgililer, dostlar tarifi imkansız acılara, yoksunluğa mahkum oluyorsa orada ciddi bir sorun var demektir! 

Bireysel silahlarla hayatının baharında, çocuklarımızın yaşama hakları bir hiç uğruna ellerinden alınıyorsa orada ciddi bir sorun var demektir!

Bireysel silahlarla kadınlarımızın eşleri tarafından yaşama hakları ellerinden alınıyorsa orada ciddi bir sorun var demektir!

Bireysel silahlarla insanlarımız bir anlık bunalımla kendi hayatına son veriyorsa orada ciddi bir sorun var demektir. 

Bu nedenle, gündelik çabalarımızın ötesinde, her yıl 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde, her kesim tarafından hatırlanması ve tartışılması için bir zemin yaratmaya, soruna dikkat çekmeye gayret ediyoruz. Sorumluluğunu bilen yurttaşlar olarak görevlerimizi yerine getirmeli ve “Bireysel Silahlanmaya Hayır” demeliyiz. Bu hepimizin görevi. Sizlere, buraya gelerek, protestomuza katılarak yurttaşlık sorumluluğunuzu yerine getirdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Sayın başbakanım, sayın vekillerim. Silah kullanımını kolaylaştırmak iki tarafı da mağdur ediyor. Ölenle öldüren. Her yıl yaşama hakkı elinden alınan 4.500 kişi, failleri ve bu yüzden mağdur olan 50.000 kişilik aileleri adına buradan sizlere tekrar sesleniyorum. Yeni yasama döneminde silah kanununu hep birlikte, Türkiye gerçeklerine uyumlu biçimde ele alalım.

Umut dolu yarınlara efendim...