Çocuk Zirvesi Toplantısı Açış Konuşması

7 Aralık 1996
Dedeman İstanbul Otel
 
Nazire Dedeman
Koruyucu Başkan
Konuşma Metni

 
Unesco tarafından 1995 yılından itibaren önümüzdeki 10 yıl “Hoşgörü” yılları ilan edilmiştir. Aslında sürekli yaşatılması gereken hoşgörüyü tüm yaşamımızda düşünmek lazım. Hoşgörünün anlamını da daha iyi açmayı, anlatmayı  da bugünkü konumuz başlığı olan “ Temiz ve Huzurlu bir Toplumda Yaşamak için Neleri Hoşgörmeyelim, Nelere Boşvermeyelim?”derken gerekli gördüm.
 
Meydan Larousse açıklamasına göre hoş kelimesi - duyguları okşayan, hoşgörü ise - savundukları görüşler ve açığa vurdukları duygular  bizimkilerle çelişen kimseleri sabırla karşılama - olarak tarif ediliyor.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü ise hoşgörüyü kısaca tolerans diye açıklamış.
 
Fert ve sosyal gruplar arasında daha uyumlu, sosyal ve kültürel bakımdan daha çok bütünleşmek için hoşgörüye sahip bir tavır benimsememiz gerektiği tartışmasız bir gerçek.
 
İşte burada hoşgörüyü vurdumduymazlık olarak almamalıyız. Hoşgörü neme lazımcılık, boşvericilik değildir; şikayetçi olduğumuz şeyleri hoşgörü ile karşılayalım - ki bu başkaları ile çelişenlerdir - o zaman ne olacak hoşgörüp hiçbir şey yapmayalım noktasına gelmemeliyiz.
 
                           Aileden şikayetçi olabiliriz;
                           Komşudan şikayetçi olabiliriz;
                           Öğretmenden şikayetçi olabiliriz;
                           Devletten şikayetçi olabiliriz;
                           Derslerden şikayetçi olabiliriz.
 
O zaman hoşgörüp boş mu vereceğiz, yoksa hoşgörü içerisinde birlikte üzerimize düşen görevleri mi yapacağız - vatandaşlık ve insan olma görevleri.
 
İşte bu hoşgörü, ama yapıcı, düzeltici, emek verici, barış ve bütünlük içinde yaşamak.
 
Ben yine derim ki haklarınızı öğrenin; karşınızdakinin hakkını da bilin. Ondan sonra kendi hakkınızı koruyun, bu aynı zamanda karşınızdakinin hakkını da korumak demektir. Bunu, hoşgörü içerisinde, sevgiyle yapın. Sevgiye yatırım yapın. Aynı banka hesabına yatırılan para gibidir sevgi. Hesabınızdan harcayıp yerine koymazsanız, sevgi de biter. Alın, verin sevgiyi ve emeği. Hoşgörüyle, ama asla boşvererek değil.
 
Temiz ve huzurlu bir toplumda temiz bir birey olarak yaşamak için sevgi, saygı, emek karşınızdakine duyduğunuz ve verdiğiniz kadar sizindir.
 
Demek ki, hem alacak, hem de vereceğiz temiz bir birey olmak ve temiz bir toplum olmak için.
 
Ben burada değerli konuşmacılarımızı sizlere tanıtmak istiyorum:
 
Avukat YÜCEL SAYMAN - İstanbul Barosu Başkanı 
Bireyin ve Toplumu Hak ve Hukuk Bilinci
 
Prof. Dr. GÜNDÜZ GEDİKOĞLU - Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı 
Bireysel ve Toplumsal Sağlık Bilinci
 
Prof. Dr. HÜSAMETTİN KOÇAN  - Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi 
Sanatı ve Sanatçıyı Koruma,  Geliştirme Bilinci
 
LALE ORTA  - Futbol Hakemi 
Sporcu Yetiştirme Bilinci ve Spor Etkinlikleri
 
HANDAN GÜÇYILMAZ -  Muhabir, Spiker 
Kitle İletişimi – Toplum Medya İlişkileri
 
BARIŞ KÜCE  - Eski Milli Basketbolcu
Bilinçli Sporun Bireyin Gelişmesine Katkıları