Fotoğraflar Filmi Basın Toplantısı

21 Eylül 2001 
Hotel Dedeman İstanbul – Pınar Salonu
 
Nazire Dedeman
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni

 
Değerli Basın Mensupları,
 
Umut Vakfı’ nın “ Bireysel Silahlanmaya Hayır. “ konulu “Fotoğraflar” televizyon filminin basın toplantısına hoşgeldiniz.
 
Evsahibi olarak açılış  konuşmasını yapmak benim görevimdi sanırım. Aslında ben bugün biraz – sizlerin zaten yıllardır aşina olduğunuz – Vakfımızın misyonu ile bağlantılı olarak neden bu filmi hazırladığımızı ve hedefimizin neler olduğunu anlatacağım. Filme ait teknik bilgileri ise filmin bizim adımıza konseptini geliştiren, çekimlerini gerçekleştiren ve sizlere sunacağımız hale getiren Böcek Yapım prodüksiyon şirketinin sahibi ve projenin süpervizörü Ömer Faruk Sorak’ tan dinleyeceksiniz. Sonra bizler yanımıza filmlerimizin yönetmeni Sayın Ozan Yalabık’ı alacağız ve sizlerin sorularınıza yanıt vermeye çalışacağız.
 
Toplantımızın akışını kısaca anlatmaya çalıştığım bu girişten sonra isterseniz biraz da bu filmi neden çektirdiğimizi anlatayım.
 
Sizlerin de bildiği gibi Umut Vakfı, kurulduğu 1993 yılından beri anlaşmazlıkların şiddet içermeyen, uzlaşmacı yöntemlerle çözümlenmesi için uğraş veriyor. Arama konferansları düzenliyor, seminerler organize ediyor, gençliğe seslenen, eğitimin önemini işleyen kitaplar yayınlatıyor; tüm bunlara ilave olarak her yıl, düzenli olarak “ 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü“ etkinliklerinde belirlediği bir konu ile farklı alanlarda ama her zaman bireysel silahlanma ile ilgili yarışmalar düzenliyor. Örneğin geçtiğimiz yıl yaptığımız “ medyanın barışa katkısı “ konulu makale yarışması, örneğin  “ gençlerde şiddet ve silah “ konulu liselerarası kompozisyon yarışması, örneğin “ silahın şakası yok “ konulu karikatür yarışması ve örneğin bu yıl için düzenlediğimiz ve önümüzdeki hafta Cuma 28 Eylül’ de bir ödül töreni ile sahiplerini bulacak “ Gençlik ve Silah “ konulu film öyküsü, kısa metrajlı film ve kısa metrajlı belgesel film ödülleri.
Yakınını bir cinayete kurban veren herkesin bildiği gibi ateş “ düştüğü yeri” , bıçak “ değdiği yeri ” yakıp geçiyor. Unutulur dense de asla unutulmuyor.
 
Bir namludan fırlayan kurşunla “ canından can koparılan ” bir insan olarak dünyada her an ateşlenmeye hazır 500 milyon tabanca ve tüfek olduğunu biliyor musunuz?
 
İnsan yaşamına sadece tabanca ve tüfekle son verilmiyor. Günümüzde bir bıçağın ucuyla anne, baba, eş, kardeş “ yüreğinin yarısını alıp götüren ” cinayetlerin sayısı da acısı da insanı utandırıyor. Çok zor, hatta olanaksız gibi görünse de bu korkuya son vermek bu utançtan kurtulmak gerekiyor.
 
Gideni geri getirmek elbette mümkün değil. Ama bu olumsuz gidişe “ dur “ demenin yolunu  aramanın önünde hiçbir engel yok. Bizler Umut Vakfı olarak bu zorluğun küçük ve inatçı çabalarla aşılabileceğine inanıyoruz.
 
Ülkemiz için umutluyuz. Çünkü Umut Vakfı olarak bireysel silahlanmaya karşı başlattığımız mücadele çağrımıza katılımın ve desteğin her gün biraz daha büyüdüğünü görüyoruz. Etkinliklerimiz ilgiyle izleniyor, etkinliklerimize katılım çoğalıyor.
 
Dünya için de umutluyuz. Çünkü 500 milyon tabanca ve tüfek namlusundan üreyen ölümlere dur demek için uluslararası alanda çok ciddi uğraş verildiğini biliyoruz. Dünyadaki umut ülkemiz için beslediğimiz umudu güçlendiriyor, besliyor.
 
Geçen temmuz ayında Birleşmiş Milletler tarafından New York’ ta düzenlenen hafif silahlarla ilgili konferans başlangıçta pek ilgi uyandırmadı. Ama açıklanan konferans sonuçları tüm dünyayı şaşkınlığa, bir o kadar da düş kırıklığına uğrattı. Açıklanan verilere göre ; İnsanlar sanki birbirlerini öldürmek için doğuyordu, birbirlerini öldürmek için yaşıyordu.
 
1. Dünyada her 12 kişiden biri silah taşıyordu.
2. Çocuklar ve kadınlar hafif silahların kurbanlarının ilk sırasında yer alıyordu.
3. Hafif silah bulunan evlerde, bulunmayanlara oranla üç kat daha fazla cinayet işleniyordu.
4. Varlığı kanıtlanan 500 milyon silahın yüzde 60’ ının yasadışı kişilerin elindeydi.
 
Bu ve benzeri gerçekler insanın artık susmaması gereğini tartışmasız bir biçimde ortaya koydu.
 
Dünya susmadı, bizler de susmamalıyız.
 
İşte bu fikirle yıllardır yaptığımız çalışmalara bir yenisini daha eklemek istedik. Daha geniş kitlelere ulaşmak toplumsal bilinci hareketlendirebilmek için televizyonlardan halkımıza seslenmek istedik. Çünkü huzurlu ve hukukun üstünlüğünü kabul eden bir toplum olabilmek için hep birlikte olmamız gerekiyor. Amacımız az sonra sizlere teknik detaylarını anlatacağımız televizyon filmi ile bilinçli bir kamuoyu yaratmak. 
 
“ Bireysel Silahlanmaya HAYIR . ” diyerek.
 
İşte her zaman sloganımız olan bu başlık ile yola çıktık. Üç ana temamız vardı. Yani toplumda bireysel şiddetin kullanıldığı birçok alan vardı ama yaptığımız toplantılarda bunlardan üç tanesinin hergün hepimizin birebir rasladığı tanıdığı olaylar olduğu açıktı. Bu nedenle futbol terörü, köy düğünü ve şehir kabadayılarını filmimizde işledik. 
 
1. Geleneğimizde silah merakı olması, eğitimsiz bir toplum olmamız ve şiddete meylin artmış olması işte bizleri bu günlere getirdi. Ve devletimiz de adeta teşvik edercesine cezai yaptırımların arttırılmasını yeğlemiyor ruhsatların özensiz rasgele verilmesini ruhsatsız tabancaların ortalarda dolaşıyor olmasına izin veriliyor işte  geldiğimiz konum bu.
 
2. Biz buna parmak basarken “Bireysel Silahlanmaya Hayır” derken artık biliyoruz ki tabanca, tüfek, bıçak, paket açacağı, silah olurken trafikteki araçlarda silah olmaya başladı. Amerika Birleşik Devletlerine yapılan  saldırıda gördük ki uçaklarda silah oldu. Bireysel şiddet örgütlü şiddet kadar güçlü olmaya başladı. Bireysel şiddet toplu teröre dönüşürken bizi, dünyayı savaşın eşiğine getirdi. Dileriz savaşlar olmaz masum insanlar ölmez, terör’ün kökü kazınır ve adalet yerini bulur. İnsanca yaşamak isteyenler insanca yaşarlar bu dünyada. Yaşama hakkının her koşulda savunulabileceğine yürekten inanıyoruz.  
 
Her insanın insan olarak doğmasından kaynaklanan bir yaşama hakkı var. Kimsenin bu hakkı elinden alınamaz diyoruz.
 
Bireysel Silahlanmaya Hayır diyerek
 
Mücadelemiz gençlere yurttaşlık bilinci vermenin şiddeti ve silahı onların dünyalarından ayıklamanın onları hukuk devleti ilkelerine bağlı kılmanın mücadelesidir.
Yerel ve ulusal kanallarda gösterilmesi planlanan filmimizin adı “ Fotoğraflar “ . Sizler filmin dört versiyonunu televizyonlarınızda izleyeceksiniz. Bir kez daha bu konunun detayları az sonra Ömer Faruk Sorak’ tan dinleyeceğinizi hatırlatarak daha fazla detay aktarmayacağımı söylemek istiyorum.
 
Birkaç cümle ile konuşmalarımı toparlamam gerekirse umudumuz ve amacımız, vakfımız ve işbirliği içinde bulunduğumuz çeşitli kuruluşlarla birlikte toplumun eğitimsiz olduğuna inandığımız bireysel silahlanma konusuna dikkatini çekmek ve bilinçsiz silahlanmanın ne denli acı sonuçlar doğurabileceğini göstermek ve çözüm üretmektir.
 
En önemlisi ise toplumsal bilince sahip bireyler olarak var olmamızdır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin, toplumsal sorumluluklarının bilincinde, barışçı ve yaratıcı gençler olması hepimizin dileği.  Bu vesile ile bizlere ve kamuoyuna inaçlarımızı iletebileceğimiz sizlere bence çok büyük görev düşüyor.
 
Böyle insanca  yaşamayı hak edebilmek için bizler kendi payımıza düşen katkıyı böyle bir filmi  aracı kılıp, kitlelere mesajımızı iletmeye çalışıyoruz gelin bizlere destek verin  ...
 
Burada bizlerle birlikte olduğunuz için teşekkür ederek sözü Ömer Faruk Sorak’ a bırakmak istiyorum.
 
Umut Dolu Yarınlara