Her yıl, yaklaşık 180 bin kişinin kurusıkı silah satın aldığı biliniyor. Türkiye’deki üretimi ve satışı 10 yıllık bir geçmişe sahip olan kurusıkı tabancalar, bu gün yıllık cirosu 10 milyon doları bulan bir sektöre dönüşmüş durumda. Kurusıkı silahlara bu denli bir talep olmasının başlıca nedeni ise18 yaşını dolduran herkes tarafından bir ikametgah ve nüfus belgesiyle temin edilebilmesi ve ayrıca 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında tutulmadığı için ruhsata tabi olmaması…
Silah kullanıldığında canlıları öldüren, yaralayan, etkisiz hale getiren, canlı organizmaları hasta eden, cansız varlıkları parçalayan, ortadan kaldıran ve yok eden araçların tümüdür. Yalnız barut doldurulmuş, çekirdeksiz tüfek veya tabanca mermisi olarak tarif edilen kuru sıkılar, barut gazının sıkışması ile oluşan enerji ve bu enerjiden çıkan sesin, namlusu kapalı tabancada oluşması nedeniyle ses tabancası olarak da bilinmektedir. Kuru sıkılar bugün gerçek silahlardan ayırt edilmemektedir. Kuru sıkı taşıyanlar bu nedenle gerçek silahlı kişiler tarafından kendini savunma amacıyla karşılık görebilmekte ve ölümler gerçekleşmektedir. Ayrıca kurusıkı silahların namlularının değiştirilerek gerçek bir silah gibi kullanımı da söz konusu olmaktadır.
Kuru sıkı olarak tabir edilen, ses veya gaz fişeği atabilen silahlar nitelikleri bakımından; 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun kapsamına girmektedir. Kuru sıkılar hakkında diğer mevzuat hükümlerinde de herhangi bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, bunların imali, satışı, taşınması ya da bulundurulması, ruhsata veya belgeye bağlı değildir. Ayrıca bu silahlar, Türkiye’de üretildiği gibi yurt dışından da ithal edilebilmektedir. Her yıl, yaklaşık 180 bin kişinin kuru sıkı silah satın aldığı bilinmektedir. Türkiye’deki üretimi ve satışı 10 yıllık bir geçmişe sahip olan kuru sıkı tabancalar, bugün yıllık cirosu 10 milyon doları bulan bir sektöre dönüşmüş durumdadır. 18 yaşını dolduran herkes tarafından bir ikametgah ve nüfus belgesiyle temin edilebilmesi ve ayrıca 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında tutulmadığı için ruhsata tabi olmaması, kurusıkı silahlara olan talebi, arttıran nedenlerin başında gelmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye’de 2004 yılı itibarıyla resmi kayıtlara girmiş yaklaşık olarak 356.218 adet kuru sıkı olarak tabir edilen silah bulunduğu, bu silahlarla 2002 yılından 2004 yılının Temmuz ayına kadar 11.249 suç işlendiği ve bu silahların dolaylı olarak karıştığı suç adedinin 4.283 olduğu tespit edilmiştir. 2006 yılının ilk dokuz ayında İstanbul’da polis bölgesi rakamlarına göre, kuru sıkı silahların gerçek silahlara dönüştürülmesiyle 33 kişinin öldürüldüğü ve566 gasp olayına rastlandığı belirtilmiştir. Öldürme vasfı olmayan bir aletin otuz üç can alması kuru sıkıların ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu göstermektedir. Burada asıl sorun ise yasal mevzuatta kuru sıkılara ilişkin bir düzenlemenin olmayışı ve Yargıtay kararlarında silah niteliğinde bulunmayan kuru sıkı tabanca ile gerçekleşen eylemlerin ceza kanunlarında tanımlanan, içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı yönündeki kararlarıdır.
Kuru sıkıların bu durumu karşısında Umut Vakfı da Kuru Sıkı Silah Komisyonu kurarak, kuru sıkı silahların hukuki, sosyal ve psikolojik boyutları ile yeniden ele almayı hedefleyen bir çalışma yürütmektedir. Komisyon üyesi olan Aslıhan Öztezel’in diğer ülkelerdeki durumu özetleyen raporunda, İngiltere’de beş yüz bine yakın kuru sıkı silah olduğunu, bunları talep edenlerin özellikle küçük suçlar işlemek veya işledikleri suçlardan daha az ceza alacaklarını düşünerek aldıkları ortaya konulmuştur. Fransa’da bizde olduğu gibi herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Belçika’da da kanunda silahları iki türlü tanımlamışlar, kanunlardaki silah tasnifinde, silahın yasal veya temin edilmesi merkezli olarak, yasak silahlar, serbestçe alınabilen silahlar ve izinle alınabilen silahlar diye tanımlamışlar ama kuru sıkıya ilişkin bir düzenlemeye rastlanmamaktadır.
Türkiye’de bu konu ile ilgili olarak yasa çalışmaları açısından bakıldığında bir önceki yasama döneminde İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz tarafından verilen Kurusıkı tabir edilen Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun Teklifi’nin gerekçesinde; haklarında kanuni düzenleme bulunmayan söz konusu silahların, gerek görünüşü, gerekse kullandıkları fişeğin patlaması sırasında çıkardığı ses itibarıyla ve yakından incelenmedikçe gerçek silahlardan ayırt edilemediği, kötü niyetli kişi ve kişilerce çeşitli suçlarda ya da düğün ve spor müsabakaları sonrası havaya ateş etmede kullanıldıkları, hatta gerçek silah kullanıldığı halde güvenlik güçlerine bu silahların teslim edildiği, bu durumun kamu güvenliğini olumsuz etkilediği halk üzerinde korku ve panik yaratıldığı, hatta bu tabancaların namlularının değiştirilmesi sonucu ruhsata tabi gerçek tabanca vasfına dönüştürüldükleri dikkate alındığında bu konuda kanuni düzenleme yapılması kaçınılmaz hale geldiği dile getirilmiştir.
Sonuç olarak belki korunma amacıyla alınan kuru sıkı silahların artık Türkiye’de çok ciddi boyutlara ulaştığını ve kuru sıkı silahların insanı korumadığını aksine ölümüne bile yol açtığı görülmektedir. Bu nedenle öncelikle, kuru sıkı silahlar olarak tabir edilen ses veya gaz fişeği atabilen tabancaların, imali, ithali satışı, taşınması ve bulundurulmasını düzenleyen bir yasanın derhal çıkartılması gerekmektedir. Ayrıca kuru sıkı silah satanlar üzerindeki denetimi ve yaptırımlarında artırılması büyük önem taşımaktadır. Araş. Gör. Barış GÜNAYDIN Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, Basın ve Yayın Bölümü Öğretim Elemanı Umut Vakfı “Kurusıkı Silahların Hukuki ve Sosyal Durumu” Komisyonu Üyesi |