28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü
Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü
Taksim Meydanı
2006
NAZİRE DEDEMAN
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Değerli Konuklar,
Hoşgeldiniz!
Bugün burada hayatını bireysel silahlanma sonucu kaybetmiş yurttaşlarımızı anmak için toplandık. Maç çıkışında, karne gününde, düğünde, evinde, sokakta yürürken, işine giderken, nereden atıldığı belli olmayan bir kurşunla hayatını kaybedenleri anmak; bireysel silahlanma nedeni ile sakat kalarak acılarını hep hatırlamak zorunda bırakılanların acılarını paylaşmak için toplandık.
Babasına ait silahla kardeşi tarafından vurulan henüz iki yaşını doldurmamış bebekleri, komşusu tarafından vurulan 14 yaşındaki genç kızları, okulunu bitirmek üzereyken adına kaza kurşunu denen bireysel silah terörüne hedef olmuş 18 yaşına gelmemiş delikanlıları, hastaneye gitmek üzere iken otoparkta vurulan uzman doktorları, adliye kapısında kurşunlanan avukatları anmak için…
Bireysel silahlanma sonucu sadece geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz 3.000 kişi adına, mağdurlar ve yakınları, sorumlu yurttaşlık bilincine sahip kişiler olarak, artık onların söyleyemeyecekleri sözleri söylemek, bireysel silahlanmaya dur demek, yeni cinayetlerin işlenmesini, yeni acılar yaşanmasını engellemek için buradayız.
Geçtiğimiz yıl, ruhsatlı silah sayısı bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak, 2 milyon 316 bin 600 oldu. Ruhsatsız silah sayısı ise en iyimser tahminle bunun yaklaşık iki buçuk; üç katı. Bugün itibariyle ülkemizde yaklaşık 8 milyon 700 bin bireysel silah bulunuyor. Başka bir deyişle her sekiz kişiden birinin silahı var… İşin içine silah sahiplerinin ailelerini de katarsak yaklaşık 34 milyon insan, silaha her an ulaşabilecek bir durumda…
Namluları biz farkında olmasak da bize yönelik bu silahların sahiplerinin üçte birine göre, silah edinmelerinin baş bahanesi güvenlik. Demek ki 3 milyon insan kendini güvensiz sayıyor. 3 milyon insan hayatının tehlikede olduğunu düşünüyor ve bu iradeyle evinde silah bulunduruyor. Kendi güvenliğini sağlamak için ailesinin ve yakın çevresinin güvenliğini tehlikeye atıyor.
Ceza hukuku açısından, silah kullanmak, ruhsatsız silah bulundurmak, kalabalık mahallerde havaya silah sıkmak ağırlaştırılmış cezayı gerektiren suçlar. Ancak asıl caydırıcı olan cezanın ağırlığı değil, hukuk kuralının istisnasız herkese uygulanması, suç işleyenlerin cezasız bırakılmamasıdır.
Hukuk, herkese eşit hak tanımak için var… Bu hakların en önemlisi kuşkusuz yaşama hakkı. Ama her taraf silah doluyken, her üç evden birinde silah varken yaşama hakkımızın tam olarak korunduğundan bahsedebilir miyiz?
Nereden atıldığı belli olmayan bir kurşunla hayatları son bulanlar, sakat kalanlar yaşama haklarının tam ve güvenli olduğundan bahsedebilirler mi?
Devletin bazı kurumları silahlanmayı kolaylaştırıcı faaliyetler gösterirken, yaşama hakkımızın korunduğundan söz edilebilir mi?
Topluma örnek olması gereken kişiler, ellerinde silahla poz verip, “bizim kültürümüzde silah vardır” derken yaşama hakkımızın sağlam olduğundan emin olabilir miyiz?
Evet olabiliriz! Siz, burada, bugün bu etkinlikte yer alma duyarlılığını gösterdiğinize göre…
Yurttaşlık hakkınıza sahip çıktığınıza, sorumlu yurttaşlık bilincine sahip olduğunuzu bir kere daha gösterdiğinize göre…
Sadece kendimiz için değil, sesini çıkarmayanlar için de yaşam hakkının savunulacağından, hep birlikte yaşam hakkının önündeki en büyük tehdide, silahlanmaya “dur” diyebileceğimizden eminim.
Silah sahiplerinin sayısı her yıl artıyor… Yurdumuzda denetimsiz silahlanma artık ürkütücü boyutlara ulaştı. Namludan çıkacak kurşunun er geç birinin, çoğunlukla en yakınlarının hayatını sonlandıracağını bile bile, insanlar silah ediniyorlar. Bile bile cinayet aleti bulunduruyorlar yanlarında… Koruma amaçlı edinilen silah ne yazık ki korumuyor, öldürüyor.
Silah sahiplerinin sayısı artıyor, ama “Silahlanmaya artık yeter, dur” diyenlerin de sayısı artıyor. Sivil toplumda silahın tehlikeleri konusunda bilinç artık yıkılmaz boyuta ulaştı. Sivil toplum, Umut Vakfının öncülüğünde kendi inisiyatifi ile düğünlere ve benzeri kutlamalara silah getirilmemesi yönünde bağlayıcı kararlar alıyor, ruhsatlı silahlarını tehlike yarattığı için teslim ediyor. Silahlanmayı özendirici kampanyaları protesto ediyor, vekillerini de silah konusunda daha etkin tavır almaya zorluyor.
İnanıyorum ki sadece kendi hakkına sahip çıkan değil, başkasının hakkına da saygı duyan sorumlu yurttaşlarımız sayesinde silah sahibi potansiyel katillere karşı yürüttüğümüz mücadeleyi kazanacağız.
İnanıyorum ki, sivil toplumun gün geçtikçe artan sesi yasalarımızı değiştirecek, bireysel silahsızlanma yönünde yeni yasalar yapılacak, silahlar toplanacak…
İnanıyorum ki, yurttaşlarımız arasında uzlaşma ve barışı sürdürme bilinci geliştikçe bireysel silahlanma son bulacak.
İnanıyorum ki, hep birlikte o günleri göreceğiz!
İnanıyorum ki, sizin sayenizde o günler artık çok daha yakın.
Umut dolu yarınlara, efendim
Umut Vakfı’ndan
Bireysel Silahsızlanmaya Çağrı
Bireysel silahsızlanma konusunda bugüne kadar birçok önemli adım atmış olan Umut Vakfı, 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü çerçevesinde bir dizi etkinlik düzenledi.
Bireysel silahsızlanma konusunda bugüne kadar birçok önemli adım atmış olan Umut Vakfı, 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü çerçevesinde Taksim Meydanı ve Atatürk Kültür Merkezi’nde bir dizi etkinliğe ev sahipliği yaptı. Umut Vakfı’nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman’ın açılış konuşmasını yaptığı etkinlikler kapsamında, Taksim Meydanı’nda gerçekleşen “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü”nün ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” Belgesel Film Yarışması’nın ödül töreni düzenlendi. İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Beyoğlu Belediye Başkanlığı’nın işbirliği ile gerçekleştirilen etkinliklerde, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan yer aldı.
Taksim Meydan’ında bireysel silahlanmanın korkunç boyutları ve hükümetin tavrı üzerine bir konuşma yapan Umut Vakfı’nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman şunları söyledi: “Silah sahiplerinin sayısı her yıl artıyor. Yurdumuzda denetimsiz silahlanma artık ürkütücü boyutlara ulaştı. İnsanlar, namludan çıkacak kurşunun er geç birinin, çoğunlukla da en yakınlarının hayatını sonlandıracağını bile bile silah ediniyorlar. Koruma amaçlı edinilen silah ne yazık ki korumuyor, öldürüyor. Silah sahiplerinin sayısı artıyor, ama “Silahlanmaya artık yeter, dur” diyenlerin de sayısı artıyor. Sivil toplumda silahın tehlikeleri konusunda bilinç artık yıkılmaz boyutlara ulaştı. Sivil toplum, Umut Vakfı’nın öncülüğünde kendi inisiyatifi ile düğünlere ve benzeri kutlamalara silah getirilmemesi yönünde bağlayıcı kararlar alıyor, ruhsatlı silahlarını tehlike yarattığı için teslim ediyor. Silahlanmayı özendirici kampanyaları protesto ediyor, vekillerini de silah konusunda daha etkin tavır almaya zorluyor.”
28 Eylül, Perşembe günü, saat 11:55’te Semaver Kumpanya Performans ve Perküsyon eşliğinde Taksim Meydanı’nda gerçekleşen “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü”nde bireysel silah mağdurları, duyarlı kişiler ve bireysel silahlanmaya karşı duranlar, kırmızı halı üzerine bir çift ayakkabı veya çiçek bırakarak bireysel silahlanmayı protesto ettiler. Eylemin ardından bu yıl belgesel film kategorisinde 12’incisi düzenlenen Bireysel Silahsızlanma Ödülleri, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki törenle sahiplerini buldu.