28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü
Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü
Taksim Meydanı
2008
NAZİRE DEDEMAN
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Değerli dostlar,
İnsanın yaşam hakkına saygının, ne yazık ki uygar toplumlardaki ile aynı düzeyde olmadığı ülkemizde “Bireysel silahlanma” ,“varlığımızı” tehdit eden bir sorun olarak karşımızda duruyor yıllardır...
Bugün ülkemizde trafik kazalarından sonra en fazla can alan sorun bireysel silahlanmadır. Yılda ortalama 5 bin kişinin olay yerinde hayatını kaybettiği trafik kazalarının ardından, bireysel silahlanma nedeniyle ölümler 2. sırada geliyor. Hiç kuşkusuz; bu iki sorunun niteliği aynı değildir. Arabanın öncelikle ulaşımı kolaylaştırmak işlevi vardır ve dikkatli kullanılmasıyla kaza yapma olasılığı ortadan kalkar. Ancak silahın, öldürmekten başka bir işlevi yoktur. Bir yerde silah varsa, bir gün muhakak patlar. Silahın yalnızca varlığı bizim ve yakınlarımızın yaşam hakkına yöneltilmiş bir tehdittir.
Yaklaşık 16 yıldır dikkat çekmeye çalıştığımız bu soruna ilişkin en önemli adım kuşkusuz ateşli silahların kontrolsüzlüğüne, yurttaşların birbirlerine karşı silahlanarak, sessiz sedasız sürdürdükleri savaşa bir ad koymuş olmamızdır.
Bir ülkede her yıl 3000 kişi ateşli silahlarla öldürülüyorsa orada bir sorun var demektir!
Her yıl ortalama 700 kişi ateşli silahlarla “kazaen” öldürülüyorsa; Silahların soğuk ölümünün gölgesi düğünlere, derneklere, mutluluklara düşüyorsa orada gerçek bir sorun var demektir!
Anneler, babalar, kardeşler, eşler, sevgililer, dostlar tarifi imkansız acılara, yoksunluğa mahkum oluyorsa orada bir sorun var demektir!
Yaşamının baharındaki çocuklarımız ölümle el sıkıştırılıyorsa, yoksunlukla tanıştırılıyorsa orada bir sorun var demektir!
Sorunun adını yıllar önce koyduk: Bireysel Silahlanma...
Çözüm bulunması ve yurttaşların güçbirliğiyle çözümlenmesini talep etmeleri için sonuna kadar gayret sarfetmeye kararlıyız.
Bu nedenle, gündelik çabalarımızın ötesinde, her yıl 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde, her kesim tarafından hatırlanması ve tartışılması için bir zemin yaratmaya, soruna dikkat çekmeye gayret ediyoruz. Burada bulunarak, sorunu sahiplenmeniz geleceğe ilişkin umudumu arttırıyor... Teşekkür ederim...
Sevgili duyarlı yurttaşlar;
Bireysel silahlanma basit ve bugünden yarına çözümü mümkün olan bir sorun değil malesef. Sorun büyük ve çok boyutlu...
Herşeyden evvel; bireysel silahlanmanın toplumsal zihniyetimizdeki yeri çarpık ve karmaşık...
Çocuklar küçük yaşta kendilerine sünnet törenlerinde hediye edilen; oyunlarında “oyuncak” olarak ellerinde tuttukları; bilgisayar oyunlarında, televizyon dizilerinde tanıştıkları ve “yiğitlik”, “delikanlılık”, “cesaret” ile anlamlandırdıkları silahları yaşamlarının başköşesine oturtuyorlar...
Babalar ve anneler, “erkek adam silahsız olmaz” zihniyetini bir sonraki kuşağa, yani çocuklarına geçirirken; aynı zamanda erkek çocuk oyuncak silahla, kız çocuk bebekle oynar diyerek, çarpık bir toplumsal cinsiyet anlayışını sergiliyorlar.. Anneler çocuklarına toplumsal cinsiyet rollerini benimsetirken bu yanlışlıktaki başrolü de sahiplenmiş oluyorlar.
Kadınlar; erkek adamın silahlı olmasını, yiğitlikle, cesaretle, korkusuzlukla ve “aile”sini korumaya yetkin olmakla anlamlandırırken; o silahın namlusunun bir gün kendisine ve çocuklarına yönelebileceği riskinin ne denli yüksek olduğunun farkında değiller ne yazık ki !
Düğünlerde, derneklerde ve diğer eğlencelerde, coşkularını göstermek için havaya kurşun sıkanlar, “geleneğin en şereflisi” olarak kabul ettikleri bu eylemlerinin ölümcül olduğunu görmemekte ısrar ediyorlar. Oysa kurşun adres sormuyor ve insan bedenini hedef alıveriyor. Sonuç: Kaybolan hayatlar, kahrolan anneler- babalar, sevgililer, eşler, çocuklar, kardeşler...
Bu yanlış algıyı besleyen; eline silah alarak kutlama atışı yapan siyasetçiler, televizyonlarda ve kamusal alanlarda silahlarını bir gurur nesnesi olarak göstere göstere dolaşan bütün popüler şahsiyetler unutmamalıdır: Bu “düşüncesiz ve bencil” davranışların, bireysel silahlanmanın karanlık tablosunda yitirilen yaşamlarda önemli payı var.
Sorunun diğer yanı ise, ülkemizin bu konudaki yasalarının yetersizliği ile yakından ilişkili. Kurusıkı silahlar konusundaki yasa, bu sorunu sahiplenmiş bir sivil toplum örgütü olarak Umut Vakfı’nın ve toplumun çeşitli kesimlerinin çabalarıyla değiştirildi ve önemli bir adım atıldı. Ancak 6136 sayılı Ateşli Silahlar hakkındaki yasa hala görüşülmeyi ve yeniden düzenlenmeyi beklemektedir.
Bir ülkenin yasaları, o ülkedeki pratik hayatın ve zihniyetin yansıdığı bir alandır. Bu nedenle yasaları düzenleyenler de, uygulayanlar da bireysel silahlanmaya ilişkin kültürel açmazların tutsaklığından kurtulmalıdırlar.
Silahsız milletvekilleri, silahsız siyaset insanları ve silahsız hukuk insanlarının toplum sahnesinde yer alacağı günleri özlemle bekliyoruz. Omuzlarındaki sorumluluk büyüktür ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri topluma karşı görevleridir.
Değerli dostlarım,
Önce bir anne, sonra bir kadın ve duyarlı bir yurttaşınız olarak karşınızdayım...
Bu sorunla 15 yıl önce yakından tanışmış bir anne olarak mücadeleyi görev edindim. Görevimin gereği olarak hatırlatıyorum ve herkesi uyarıyorum: Bu sorun hepimizin sorunu...
Bireysel Silahlanmanın gölgesi hepimizin üstünde dolaşıyor. Kurşunlar bir gün hepimizin yanı başına düşebilir.
Hak ve sorumluluklarını bilen, uygulayan ve talep eden yurttaşlar olarak çocuklarımızı korumak ve onlara barış kültürünün hakim olduğu bir toplum ve dünya bırakmak hepimizin görevi.
Gökhan Kaygusuz, Umut Önal, Gamze Salman, Oğuzhan Kavurmacı, Alistar Grimason, Hatice Bulut... Ve daha nice bireysel silahlanma sebebiyle hayatını kaybeden evlatlarımız, bireysel silahlanma mağduru olan bütün yurttaşlarımız için kırmızı halıya ayakkabılarını koyacağız... Onların yürüyen ayakkabılarının sessizliği hepimizi bir kez daha düşündürsün!
Çocuklarımız ölüyor... Görmezden gelmenin, duyarsız davranmanın telafisi yok...
Umut dolu yarınlara efendim...
Basın Bülteni
28 Eylül 2008
28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde
Bireysel Silahsızlanmaya Çağrı
Bireysel silahlanma nedeniyle ölümler
ikinci sırada...
Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman: “Silahsız milletvekilleri, silahsız siyaset insanları ve silahsız hukuk insanlarının toplum sahnesinde yer alacağı günleri özlemle bekliyoruz. Omuzlarındaki sorumluluk büyüktür ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri topluma karşı görevleridir.”
Türkiye’de bireysel silahlanma gerçek bir yaşam hakkı ihlali olmaya devam ediyor. Ülkemizde bireysel silahlanma nedeniyle ölümler trafikten sonra 2’nci sırada yer alıyor. Trafik kazalarında her yıl 5.000 kişi olay yerinde hayatını kaybederken; her yıl ortalama 3.000 kişi ateşli silahlarla yaşamını yitirmektedir.
28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü çerçevesinde, bireysel silahlanma sorununa dikkat çekmek üzere “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” Taksim Meydanı’nda yapıldı. Sessiz Ayakkabıların bu yıl 8. kez yürüdüğü etkinliğe İstanbul Valiliği, Beyoğlu Belediyesi, Şişli Belediyesi ve Beşiktaş Belediyesi de destek verdi.
Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman’ın yaptığı konuşmayla başlayan etkinlikte Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül bireysel silahsızlanmaya verdiği desteği ifade etti.
28 Eylül Pazar günü, saat 12:00’de başlayan etkinlikte, konuşmaların ardından, Teneke Trampet’in müzik performansı eşliğinde ateşli silahlarla yakınlarını kaybedenler ve bireysel silahsızlanmaya destek verenler tarafından kırmızı halı üzerine beyaz gül ve ayakkabılar bırakılarak, bireysel silahlanma protesto edildi.
Umut Vakfı’nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, bireysel silahlanmanın Dünya’da ve Türkiye’de ciddi bir sorun olduğuna, ateşli silahların trafikte de gerçek bir tehlike yarattığına vurguda bulunarak dikkat çekti. “Bugün ülkemizde trafik kazalarından sonra en fazla can alan sorun bireysel silahlanmadır. Yılda ortalama 5 bin kişinin olay yerinde hayatını kaybettiği trafik kazalarının ardından, bireysel silahlanma nedeniyle ölümler 2’nci sırada geliyor. Hiç kuşkusuz; bu iki sorunun niteliği aynı değildir. Arabanın öncelikle ulaşımı kolaylaştırmak işlevi vardır ve dikkatli kullanılmasıyla kaza yapma olasılığı ortadan kalkar. Ancak silahın, öldürmekten başka bir işlevi yoktur. Bir yerde silah varsa, bir gün muhakak patlar. Silahın yalnızca varlığı bizim ve yakınlarımızın yaşam hakkına yöneltilmiş bir tehdittir” dedi.
Taksim Meydanı’nda gerçekleşen “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü”nün ardından 14’üncüsü bu yıl haber dalında düzenlenen Bireysel Silahsızlanma Günü Ödülleri, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ndeki Ödül Töreni’yle sahiplerini buldu.
TENEKE TRAMPET
28 EYLÜL BİREYSEL SİLAHSIZLANMA GÜNÜ’NDE
TAKSİM’DE
Teneke Trampet, bugüne kadar her zaman barışa destek verdiği, küresel ısınma, etnik ayrımcılık, cinsel ayrımcılık ve sömürüye karşı şarkılar söylediği gibi 28 Eylül’de Taksim Meydanı’nda sözleri Yavuz Pekman’a ait olan “Silah” isimli şarkısını ilk kez söyleyerek bireysel silahsızlanmaya da destek verecek. Sevenleri grubun çıkartmalarını ve demo CD’sini o gün kendilerinden edinebilirler…
Silah bir ölüm makinesidir, tetiği çekmeyin!
Teneke Trampet Kimdir?
Barış: e-gitar, a-gitar, vokal
Caleb: bas, tenekebas
Cem: e-gitar, a-gitar, megafon, vokal
Egemen: davul, vokal
Oğuz: flütler, mandolin, dulçimer, mızıkalar, a-gitar, vokal
Teneke Trampet rock grubu Cem, Oğuz ve Barış tarafından 1997 yılında kurulur. İnsanlarla müziklerini doğrudan ve dürüstçe paylaşmak için şarkılarını sokaklarda söylemeye başlarlar. Alman yazar Günther Grass’ın, içinde bulunduğu baskıcı dünyaya büyümeyi reddeden, trampetini çalarak sinirlendiğinde attığı tiz çığlıklarla etrafta ne varsa kırıp döken kahramanı Oskar Mazerath’ı anlattığı "Teneke Trampet" adlı romanından esinlenerek gruba bu adı verirler.
Önceleri sokaklar ve küçük kitap-müzik mekanlarında akustik bir müzik yapan üçlü, 1997-98 senelerinde Ege kıyısı boyunca müzik yaparak sokak müziğini Türkiye’de tanıtmaya çalışırlar.
Bir sene sonra tanınmış bir plak şirketinin albüm teklifini geri çevirirler, zira artık grubun tamamı yurtdışında okumaktadır. Grup geçici bir süre için dağılır. Cem ve Oğuz, Almanya’da üç Alman müzisyenle birlikte "Rock Güzel" isimli etnik rock grubunu kurarak Almanya’nın çeşitli şehirlerinde konserler verirler. Bu grupta ağırlıklı olarak "Moğollar" tarzındaki doğu esintili müzikleri Kuzey Alman melodileriyle harmanlarlar. Bu süreçte Barış Türkiye’ye dönmüş ve "E-5" grubuyla "Bozuk Para" grubunu oluşturmuştur.
2004’te Cem Türkiye’ye dönüp Barış’la birlikte grubu müziğe geri kazandırır. Kısa sürede bir repertuar oluşturarak "Evimiz Dünya" sloganlı alternatif BarışaRock Festivali’ne katılırlar.
Bu arada 2005’te Uganda’ya giderek Afrikalı müzisyenlerle bir grup kuran Oğuz, “Oguzi Ndizi” (Oguz Muz) takma adıyla BBC’nin açtığı bir yarışmada Suaheli dilinde yaptığı besteyle Uganda birincisi ve Afrika beşincisi olur (www.myspace.com/oguzindizi). 2006’da Uganda macerasını sonlandırarak İstanbul’a döner ve yeniden gruba katılır. Aynı yıl davulcu Egemen Özaltınkol, bir sene sonra da bas gitarist Caleb Lauer’ın katılımıyla grup şu anki halini alır.
Teneke Trampet İstanbul, Ankara ve Ege’de çeşitli müzik mekanları ve festivallerde elektrikli konserler, akustik dinletiler vermekte ve sokak müziği yapmayı da sürdürmektedir. Grubun müzik yelpazesi cazdan blues’a, folktan rock’a uzanmaktadır.
Kadiköy Gitar Cafe, İTÜ Spor Festivali, Tünel Sokak Sanat Festivali, İzmir Rock-A Alternatif Rock Festivali (2007 ve 2008), BarışaRock (2004, 2007 ve 2008), Feriköy Ekolojik Pazarı, Vosfest, Baraka (Ankara), Joker Live, Beyoğlu Gitar, Maltepe Halk Kültür Merkezi Bahar Şenliği, İTÜ Rock Festivali, Tünel Gemi, Ümraniye Ekolojik Pazarı, Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği “Sokakta Doya Doya Sanat” etkinlikleri ve “Hangar Sokak Şenlikleri” Teneke Trampet’in müzik yaptığı yerlerden bazılarıdır.
Ayrıca Teneke Trampet 2007’de Radyo Boğaziçi tarafından düzenlenen "Battle of the Bands" yarışmasında birinci olmuştur.
TENEKE TRAMPET
www.myspace.com/trampetteneke
www.pafil.com/teneketrampet
Silah
(söz: Yavuz Pekman / müzik: Teneke Trampet)
Martin Luther King demiş ki:
“Dünyada gerçek cehalet ve özenle yapılmış aptallıktan daha fena bir şey yoktur.”
Her gün bakıyoruz
Her gün izliyoruz.
Her gün yanı başımızda yaşıyoruz.
Tuttuğu takım maç kazandı diye tabancasını kaldırıp rasgele ateş edenler…
Yakında evlenip gerdeğe girecek diye tüfeğini havaya boşaltanlar…
Oğlu sünnet oldu diye etrafa kurşun saçanlar…
Piyangodan para çıktı diye ortalığı mermiye boğanlar…
Ya silahla oynarken birbirini vuran çocuklar…
Okulda ortalığa dehşet saçan gençler…
Trafikte bunalıp tetiği çekenler…
Komşusuna kızıp silaha sarılanlar…
Sebep çok.
Sonuç hep aynı.
Yaralanma.
Sakat kalma.
Ölüm.
Gözyaşı.
Acı.
Silah erkekliğin göstergesi.
Silah gücün temsilcisi.
Silah gelenek. Silah töre. Silah güvence.
Silah elimizde. Silah cebimizde.
Silah belimizde. Silah içimizde.
Silah. Ah! Silah.