Silahın Şakası Yok Kampanyası - Basın Kahvaltısı

Spor Klüp Başkanları – Hakemler Derneği – Gazeteciler Cemiyeti – Spor Yazarları
 
29 Ocak 1996
Türk Spor Yazarları Derneği,  Levent – İstanbul
 
Nazire DEDEMAN
Umut Vakfı Kurucu Başkan
Konuşma Metni

 
“Silahın Şakası Yok” kampanyamıza hoş geldiniz.
 
Son Yıllarda yurdumuzda bireysel silah bulundurma, dolayısıyla kullanma hızla artmaktadır. “Elinde çekiç olan çekiçleyecek yer arar” sözünden yola çıkarak, “Belinde silah olan  silah çekecek ortam arar”. Nitekim ülkemizdeki silah kullanımı ortamları yaratılır hale gelmiş ve korkutucu boyutlara ulaşmıştır. Adli sicil istatistiklerinden size bir örnek vereyim. 1993 yılında adam öldürmekten açılan dava sayısı 22.884’tür. Evet, yanlış duymadınız, 1993’te 22.884 dava adam öldürmekten.
 
Silah şiddetin en uç noktası ve öldürücü şiddet ve silah kullanmaya aşırı eğilim ise, kendini ifade eksikliği kişilik bozukluğu ile kendini ifade yetersizliği ve aşırı güvensizlik gibi psikolojik bozukluklardan kaynaklanıyor.
 
Şiddet ve silah bir toplum sağlık sorunudur.
 
Amerika’da “Center for Disease Control and Prevention”,Salgın Hastalıkların Denetimi ve Önlenmesi Merkezi’nin yaptığı bir araştırmanın sonucuna göre kişi veya aile “kendini korumak” amacıyla silah aldığı zaman, o silahın aile fertlerinden birisinin diğerini vurma riski 40 kat daha fazla imiş. Demek ki, savunma amaçlı silah bulundurulsa dahi  amacının dışında acı ve kederler yaşatıyor, ve asıl amacına ulaşmamış oluyor.
 
Ülkemizde herkese kolaylıkla verilen ruhsatlı tabancalar, kaçak satılan ruhsatsız tabancalar, avcılık adı altında satılan avcılığa uygun olmayan pompalı tüfekler ve asla kontrol edilmeyen kırsal kesimlerdeki silah yapımı ve önüne geçilemeyen silah sanayii ve mafyası.
 
Peşpeşe gelen umut kırıcı olaylar hepimizin toplumsal güveninin sarsılmasına neden oluyor. İnsanımızın insanımıza değer vermemesi, kurumlarımızın kurum olmayı becerememesi, tüm bu kontrolsüz ve bilinçsiz ortamda, insanlarımız eğitim eksikliği ve psikolojik sorunlarla karmaşa dejenere toplum haline geliyor.
 
Kimimiz bana değmeyen yılan bin yaşasın vurdumduymazlığı içinde, kimimiz hiç kendi başına gelmeyecek gibi rehavet içinde.
 
Tüm bunlarla başa çıkmak, mücadele etmek biz vehametin bilinci içindeki insanların görevi olmalı.
 
Bu kadar yaygın olan silah sonuçta spora alet edildi ve ettirildi. Bu tip hastalıkların su yüzüne çıkma fırsatı bulduğu bir ortam haline dönüştürüldü spor.
 
Oysa Olimpiyatlar uluslararası yarışmayı savaşçılıktan barışçıllığa çevirme isteminden çıkmıştır. Maçlarda sporcuları, izleyicileri, taraftarları birbirine yaklaştırmak için var edilmiştir.
 
Spor barışı, barış içinde yarışı simgeler. İzleyiciler ve sporcular barış içerisinde ve bu yarışı izleme keyfine varmalıdır. Duyguyu ifade edebilme bilinci şiddet ve silah değildir.
 
Şiddet ve silah ifade eksikliğidir. Şiddet ve silahın karşıtıdır spor. İfade edebilme bilincindeki insanlar şiddet ve silaha gerek duymazlar. Silah cana saygıyı kısıtlamaktadır.
 
Bizlerin görevi özellikle meydanın ve spor camiasının örnek teşkil etmesi gerekiyor. Bu sosyal gelişimin nedenlerini irdeledik. Kaba kuvvetin, şiddetin ve silahın gelişmesini önlemek hukuk devletinin güçlenmesine yardımcı olacaktır.
 
Hukuk devleti olmak istiyorsak bu konuda çaba harcamakla gerçekleştirebiliriz Ben toplumumuzda şiddet ve silah kullanımını, özellikle spora alet edilmesini kınıyorum. Bu kampanyaya tüm emeği geçenlere, bu toplumsal göreve başlayanlara teşekkür ederim.
 
Hepinizi kınamaya ve “Silahın Şakası Yok” kampanyasına sahip çıkmaya davet ediyorum.
 
                     “Silahın Şakası Yok”
                       Umutlu Yarınlara.                                     
 
 Teşekkür ederim.