Nazire Dedeman: “Korku ve güvensizlik söylemi, muhtemelen, insanların daha fazla silahlanmasında etkili oluyor...”
“Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya 6. Semineri Gaziantep’de yapıldı... Eğitime Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş, Osmaniye, Şanlıurfa, Adıyaman, Adana, Malatya ve İskenderun’dan gazeteciler katıldı....
Umut Vakfı’nın, yerelden başlayarak, gazetecilerin, bireysel silahlanma ile oluşan şiddet olaylarını topluma yansıtma biçimine objektif ve meslek gereklerine uygun eleştirellikle yaklaşmasını sağlamak amacıyla düzenlediği “Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” konulu Yerel Medya Eğitimleri 2007 yılında başlamıştı. Bugüne kadar Diyarbakır, Rize, Eskişehir, Antakya ve Kars’da düzenlenen eğitimlerin altıncısı, 6 Aralık 2009, Pazar günü Gaziantep Dedeman Otel’de yapıldı.
Seminer, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ve Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Nazire Dedeman, yaptığı konuşmada;
“...medya –özellikle de televizyon- insanlara, şiddeti, “normal” bir sorun çözme yöntemi olarak gösteriyor. Ayrıca, bize şiddetin her yerde olduğunu ve bu şiddetten “korkmamız” gerektiğini söylüyor. Bu tür bir “korku” ve “güvensizlik” söylemi de, muhtemelen, insanların daha fazla silahlanmasında etkili oluyor.
Şiddetin en uç noktası olan bireysel silahlanmanın belirgin nedenlerinden biri, toplumsal hayatta “şiddet göstererek” var olma biçimidir. Bireyin kendini gösterme, “var olduğunu” vurgulama biçimi olarak “silahlanma”yı seçmesi, esas olarak eşitsizliği olumlaması anlamına gelir. Çünkü, kaba kuvvetle, “silah” gösterişiyle üstünlük sağlayarak “güç” elde edeceklerini düşünenler; dolayısıyla, bu güçle varlıklarını kanıtlayacaklarını kabul ederler. Oysa, bireylerin silahlanması, şiddetin boyutunu daha da büyütmekte ve daha fazla tehdit yaratarak güvensizliği arttırmaktadır. Şunu vurgulamak isterim ki; bugün Türkiye’de, yılda 3000 kişi ateşli silahlarla ölmektedir. Bu yurttaşlarımızın ortalama 700’ü ateşli silahlarla kaza sonucu hayatlarını kaybetmektedirler. Ülkemizde “silah” bir kültürel özellik olarak kabul edilir. Kızgınlık, öfke ve düşmanlık gösterisinde ateşli silah kullanıldığı gibi; silahla şerefin, namusun korunacağı, coşkunun kutlanabileceği de zannedilir. Her durumda, sonuç yalnızca ölümdür...” dedi.
Gazeteci Yusuf Ağır’ın başkanlığındaki birinci oturum Nail Güreli’nin “Toplum Sorunlarına Duyarlı Eleştirel Gazetecilik Nasıl Yapılır” başlıklı tebliğiyle ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni anlatmasıyla başladı. Ardından, gazetecinin medya-okuryazarlığı konusunda Doç. Dr. Abdulrezak Altun, nefret suçları konusunda Av. Fikret İlkiz, suç korkusunun medyadaki şiddet haberlerine yansıması konusunda ise Prof. Dr. Timur Demirbaş bilgi verdiler.
Medya-siyaset-ticaret ilişkisini şeytan üçgeni olarak vurgulayan Güreli, bu ilişkinin eleştirel gazetecilik yapma imkanını sekteye uğrattığını vurguladı. Ayrıca, basının görevinin güç odaklarına karşı güçsüzün haklarını savunmak ve güçsüzün yanında olmak olduğunu vurguladı.
Seminerin öğleden sonra yapılan ve Gazeteci Cengiz Halil Çiçek’in başkanlığındaki ikinci oturum ise Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan’ın “Yaşama Hakkı Açısından Bireysel Silahsızlanma: Türkiye’de Durum ve Medyanın Sorumluluğu?” başlıklı konuşmasıyla başladı. Doç. Dr. İncilay Cangöz’ün barış gazeteciliği konusundaki sunuşunun ardından aile içi şiddet haberlerinde sorun odakları ve öneriler konusunu Doç. Dr. Mine Gencel Bek ele aldı. Radikal Gazetesi Haber Koordinatörü Ertuğrul Mavioğlu ise yaygın medyadan deneyimlerle editoryal açıdan şiddet haberlerinin değerlendirmesin yaptı ve “şiddet karşıtı gazetecilik” yapmak için empatinin önemine dikkat çekerek, gazetecinin kendisini, öldürülenlerin yerine koymasının bir formül olabileceğini söyledi. Bu formülü ise öldürüleni teşhir etmeyecek, aşağılamayacak, sözkonusu ölüm/olayın başka ölümlere yol açmayacak ve başkalarının acılarını derinleştirmeyecek şekilde haberleştirilmesi olarak belirledi.
Seminer, Nail Güreli’nin moderatörlüğünü yaptığı, tüm katılımcıların “Yerel Medya’nın Şiddet Haberciliğine Bakışı” konusundaki karşılıklı tartışmalarından oluşan üçüncü oturumla sona erdi.
-
“Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” GAZİANTEP Yerel Medya Semineri
PROGRAM
5 Aralık, Cumartesi / Gaziantep Dedeman Otel
20:00 - Akşam Yemeği ve Tanışma
6 Aralık, Pazar / Gaziantep Dedeman Otel
09:30 - Kayıt ve İkram
10:00 - Açılış Konuşmaları
Nazire Dedeman, Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Bettina Luise Rürup, Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Temsilcisi
Süleyman Kamçı, Gaziantep Valisi
I. OTURUM
10:15 - Oturum Başkanı : Yusuf Ağır, Gazeteci
10:25 - Toplum sorunlarına duyarlı eleştirel gazetecilik nasıl yapılır?
Gazetecilik Meslek İlkeleri ile TGC Hak ve Sorumluluk Bildirgesi Çerçevesinde Gazetecilerin Şiddet Haberlerine Yaklaşımı
Nail Güreli, Umut Vakfı Onursal Mütevellisi- Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı
11:05 - Medya okur-yazarlığı: Gazetecinin medya okur-yazarlığı nasıl olur?
Doç. Dr. Abdulrezak Altun, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğr. Üyesi
11:25 - Nefret Suçları
Av. Fikret İlkiz, Umut Vakfı Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi
11:45 - Suç Korkusunun Yansıması Bakımından Şiddet Haberleri
Prof. Dr. Timur Demirbaş, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi
12:05 - Öğle Yemeği
II. OTURUM
13:30 - Oturum Başkanı : Cengiz Halil Çiçek, Gazeteci
13:40 - Yaşama Hakkı Açısından Bireysel Silahsızlanma: Türkiye’de Durum ve Sorumluluğu
Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi
14:00 - Yeni Bir Habercilik/Gazetecilik Arayışı Olarak Barış Gazeteciliği
Doç. Dr. İncilay Cangöz, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğr. Üyesi
14:20 - Aile İçi Şiddet Haberlerinde Sorun Odakları ve Öneriler
Doç. Dr. Mine Gencel Bek, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğr. Üyesi
15:00 - Editoryal Açıdan Şiddet Haberlerinin Değerlendirilmesi: Yaygın Medyadan Deneyimle
Ertuğrul Mavioğlu, Radikal Gazetesi Haber Koordinatörü
15:40 - Kahve Molası
III. OTURUM : TARTIŞMA
16:00 - Yerel Medya’nın Şiddet Haberciliğine Bakışı
Moderatör: Nail Güreli
17:00 - Genel Değerlendirme
17:15 - Sertifika Töreni
-
Umut Vakfı
“Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Semineri
Gaziantep
6 Aralık 2009, Dedeman Otel
Nazire Dedeman Açılış Konuşması
Değerli konuklarım, Hoşgeldiniz.
“Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Seminerlerimizin altıncısında Gaziantep’de sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum.
Umut Vakfı, bireysel silahsızlanma, şiddet, barış kültürü ve hukukun üstünlüğü konularında 16 yıldan bu yana çalışıyor, bilgilerini ve araştırmalarını her fırsatta kamuoyu ile paylaşıyor.
Bu süreçte medya mensuplarının, özellikle bireysel silahlanma ile oluşan yaşam hakkı ihlallerine ilgisi ve silahsızlanma konusuna desteği her zaman yanımızdaydı.
Şiddet, büyük ölçüde toplumsal eşitsizliklerden kaynaklanıyor. Bu eşitsizlikler korkularımızı körükleyen, gittikçe daha fazla şiddet doğuran bir sarmal oluşturuyor. Suç konularının ve şiddetin “medyatik” olması bir sorundur.
Bu sorunun da bir tür eşitsizliğe dayandığını düşünebiliriz. Çünkü medyadaki şiddetin, biz izleyiciler tarafından ilgiyle ve fazlaca tüketilmesinin nedeni, belki de bu eşitsizliklerin sonucu olan korkularımız ve güvensizlik hissimizdir.
Şiddetin medyatik olmasının yarattığı korkunun kaynağını ve sonuçlarını sorgulamak ve anlamaya çalışmak, şiddetsiz bir toplum tahayyülümüzü gerçekleştirmek için üstlenmemiz gereken bir sorumluluktur.
Bu anlamda medayadaki şiddete sadece “hayır” demiyoruz. Medyadaki şiddetin evrenini, her yönüyle anlamaya gayret ediyoruz. Bu seminerler dizisininin program içeriği büyük ölçüde bu anlayışa dayanmaktadır. Ayrıca, bu seminerler dizisi, üstlendiğimiz sorumluluğu sizlerle paylaştığımız bir zemindir.
Dünyanın pek çok ülkesinde, silahları kolaylıkla edinen gençler ve çocuklar, kendi okullarında, arkadaşlarını, öğretmenlerini ve ardından kendilerini sahip oldukları ateşli silahlarla öldürdüler... Bu saldırgan gençlerin ve çocukların hepsi kolaylıkla silahlandılar ve ciddi düzeyde şiddet içerikli medya mesajları tükettiler. Bizim ülkemizdeki gençler ve çocuklar için de durum geçerlidir.
Konunun sosyolojik arka planını göz ardı etmememiz gerektiğini vurgulayarak soruyoruz: Acaba medyanın bu şiddet ortamının oluşmasındaki etkisi nedir?
Bu konuda, Dünya’da yapılmış çalışmalardan akla yakın olanlardan bazıları gösteriyor ki; medya –özellikle de televizyon- insanlara, şiddeti, “normal” bir sorun çözme yöntemi olarak gösteriyor.
Ayrıca, bize şiddetin her yerde olduğunu ve bu şiddetten “korkmamız” gerektiğini söylüyor. Bu tür bir “korku” ve “güvensizlik” söylemi de, muhtemelen, insanların daha fazla silahlanmasında etkili oluyor.
Şiddetin en uç noktası olan bireysel silahlanmanın belirgin nedenlerinden biri, toplumsal hayatta “şiddet göstererek” var olma biçimidir.
Bireyin kendini gösterme, “var olduğunu” vurgulama biçimi olarak “silahlanma”yı seçmesi, esas olarak eşitsizliği olumlaması anlamına gelir. Çünkü, kaba kuvvetle, “silah” gösterişiyle üstünlük sağlayarak “güç” elde edeceklerini düşünenler; dolayısıyla, bu güçle varlıklarını kanıtlayacaklarını kabul ederler.
Oysa, bireylerin silahlanması, şiddetin boyutunu daha da büyütmekte ve daha fazla tehdit yaratarak güvensizliği arttırmaktadır. Bugün bazı konuşmacıalrımız bireysel silahlanmanın Türkiye’deki boyutlarına dikkat çekecekler. Ancak, şunu vurgulamak isterim ki; bugün Türkiye’de, yılda 3000 kişi ateşli silahlarla ölmektedir. Bu yurttaşlarımızın ortalama 700’ü ateşli silahlarla kaza sonucu hayatlarını kaybetmektedirler.
Ülkemizde “silah” bir kültürel özellik olarak kabul edilir. Kızgınlık, öfke ve düşmanlık gösterisinde ateşli silah kullanıldığı gibi; silahla şerefin, namusun korunacağı, coşkunun kutlanabileceği de zannedilir. Her durumda, sonuç yalnızca ölümdür...
Bu gerçeği bize defalarca kanıtlayan yaşam öyküleriyle medyada sık sık karşılaşıyoruz.
Biz okuyucular/izleyiciler ve dinleyiciler; siz, bu olayları bizlere aktaran haberciler olarak hepimiz, en azından şu gerçeğin farkında olmak zorundayız: “yaşama hakkı” insanın en temel hakkıdır. Bu hak eşittir. Bu eşitliği bozan en önemli sosyal problemlerden biri bireysel silahlanmadır.
Umut Vakfı olarak bireysel silahlanmayı ele alırken, hukukun üstünlüğüne, barış kültürüne, yurttaş olma bilincine ve bunun önemli bir sorumluluk olduğuna vurguda bulunuyoruz.
Siz, gazeteci yurttaşlar, bu konuda önemli rol üstlenmektesiniz. Şiddet olaylarıyla karşılaşırken, haberlerinizi kurgularken ve bizlere aktarırken; karşı karşıya olduğunuz durumun öncelikle insanın yaşama hakkıyla ilgili olduğunu hatırlamanız önemli bir adımdır.
Şiddet haberleri, medya izleyicisine çeşitli hayat hikayeleri anlatıyor. Bizlerin kolaylıkla tükettiği bu hikayelerdeki gerçekliklere, bu hikayelerin gösterdiği sorunlara ne denli duyarlıyız? Bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bu hikayelerin anlatıcıları olarak üstlendikleri rolün ve sorumluluğun farkında mıdırlar?
Bu sorular, bugünkü eğitim programımızın temelini teşkil ediyor.
Bu nedenle, medyanın şiddet ve bireysel silahlanma konusundaki olayları topluma yansıtma biçimini birlikte irdelemek; meslek gereklerine uygun, eleştirel ve objektif bir yaklaşımın nasıl inşa edilebileceğini tartışmak amacıyla Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Eğitim Seminerini gerçekleştirmek üzere bugün burada toplandık.
Bu vesileyle tüm konuşmacılarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu toplantıyı gerçekleştirmemize katkıda bulunan Friedrich Ebert Stiftung Derneği’ne ayrıca teşekkür ediyoruz.
Tekrar hepinize hoşgeldiniz diyorum ve verimli, eğlenceli, katılımcılığın yüksek olduğu bir çalışma diliyorum.
-