Konya - 22-23 Mayıs 2010
“Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri”
Yerel Medya Semineri’nin 7.si Konya’da yapıldı...
“Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Semineri’nin yedincisi 22-23 Mayıs’da Konya’da Dedeman Otel’de yapıldı. Seminer’e Konya, Niğde, Nevşehir, Karaman, Kırşehir, Afyonkarahisar, Isparta ve Aksaray illerinden yaklaşık 50 gazeteci katıldı...
Umut Vakfı’nın; medyanın, yerelden başlayarak, şiddeti ve bireysel silahlanma ile oluşan şiddet olaylarını topluma yansıtma biçimine objektif ve meslek gereklerine uygun eleştirellikle yaklaşmasını sağlamak amacıyla başlattığı “Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” konulu Yerel Medya Seminerleri 2007 yılından bu yana devam ediyor. Bugüne kadar Diyarbakır, Rize, Eskişehir, Hatay, Kars ve Gaziantep’de düzenlenmiş olan seminerlerin yedincisi 22-23 Mayıs 2010 tarihlerinde Konya Dedeman Otel’de yapıldı.
Friedreich Ebert Stiftung Derneği’nin katkı verdiği Seminer, 22 Mayıs 2010 Cumartesi günü, saat 14:00’de, “Açılış” konuşmalarıyla başladı. Bir buçuk gün süren seminerin açılışında Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, bireysel silahlanmanın bir eşitsizlik ve yaşama hakkı sorunu olduğuna ve medyanın şiddeti normal bir sorun çözme yöntemi olarak gösterdiğine dikkat çekti.
Friedreich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Michael Meier ise medyanın bir ülkenin demokratikleşmesinde son derece önemli bir role sahip olduğunu belirtti.
Seminerin “Eleştirel Gazetecilik, Medya Okuryazarlığı, Şiddet Haberleri” başlıklı ilk oturumunda eleştirel gazetecilik nasıl yapılır, Türkiye’de yaşama hakkı açısından bireysel silahsızlanma ve gazetecilik meslek etik ilkeleri konuları ele alındı. Memleket Gazetesi’nden Uğur Özteke’nin başkanlık yaptığı bu oturumda, Umut Vakfı Onursal mütevellisi ve milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Nail Güreli, medya-iktidar-sermaye ilişkisine dikkat çekerek, körleşmenin ve basının sorunlarına duyarsızlaşmanın basının felaketi olacağını, gazeteciliğin temel işlevinin eleştirmek ve muhalefet etmek olduğunu söyledi. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan, Türkiye’de bireysel silahlanmanın durumuna dikkat çekti ve silaha kolay ulaşmanın ölümü davet ettiğini, bu nedenle silah taşıma ve bulundurma koşullarının ağırlaştırılması gerektiğini ve bireysel silahsızlanmanın sağlanması gerektiğini belirtti. Akcan, bireysel silahlanma sorunun çözümü için yapılması gerekenleri ve Silah Kanunu Tasarısı’nda yer alması gereken düzenlemeleri vurguladı. Dr. Recep Yaşar ise TGC Hak ve Sorumluluk Bildirgesi çerçevesinde, gazetecilerin şiddet haberlerine yaklaşımının nasıl olması gerektiğini örneklerle anlattı. Yaşar, gazetecilerin insan haklarından, emekten ve barıştan yana olmaları gerektiğini vurguladı.
23 Mayıs 2010, Pazar günü sabah 10:30’da başlayan “Eleştirel Gazetecilik Arayışı: Kuramlardan uygulamalara bir çerçeve kurmak” başlıklı 2. Oturum’da ise medya okuryazarlığı, barış gazeteciliği ile nefret suçları ve medyanın tavrı konuları ele alındı. Oturum Başkanı olan Sun TV sahibi Esat Duysak’ın Konya’da medyanın durumuna ilişkin verdiği bilgilerin ardından Doç. Dr. Abdulrezak Altun medya okuryazarlığı kavramını ve gazetecinin medya okuryazarlığının nasıl olabileceğini örneklerle anlattı. bianet editörü Tolga Korkut ise barış gazeteciliği konusunu ve bireysel silahlanmaya ilişkin olayların barışçı anlatısının ve haberleştirilmesinin nasıl yapılabileceğini anlattı. Hak ihlallerinin ve ayrımcılığın haberlerle meşrulaştırıldığını belirten Korkut, barış gazeteciliğinin nasıl yapılabileceğini bianet.org’da yayınlanan barış gazeteciliği kılavuzunu kaynak göstererek açıkladı. ( Barış gazeteciliği konusunda bianet.org’da yayınlanan dokümanlar için tıklayınız.[1] [2] )
KTV Genel Koordinatörü Hüseyin Oğuz’un başkanlık ettiği “Şiddetten Haklara Medya: Deneyimler ve olanaklar” başlıklı 3. Oturum’da ise toplumsal cinsiyet perspektifiyle medyaya bakış ile nefret suçları ve medyanın tavrı konuları işlendi. Doğuş İletişim Dergi Grubu’ndan Deniz Gökçe, kadına yönelik şiddetin toplumsal ve politik çerçevesine dikkat çekti ve kadına yönelik şiddetin ve hak ihlallerinin haberleştirilirken egemen söylemin yeniden üretildiğini belirtti. Bu nedenle gazetecilerin, kadına yönelik şiddeti haberleştirirken, toplumdaki hangi algıları yeniden ürettiğine hizmet ettiğini sorgulaması gerektiğini vurguladı. Liberation gazetesi Türkiye muhabiri Ragıp Duran ise medyadaki nefret söylemini ve bu tür söylemlerin kavramsal içeriğini örneklerle anlattı, gazetecilerin nefrete karşı mesleki olarak mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.
Seminer, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer’in moderatörlüğündeki Tartışma bölümünün ardından, Nail Güreli’nin seminere ilişkin yaptığı genel değerlendirme ile sona erdi.
-
Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri”
KONYA Yerel Medya Semineri
22-23 Mayıs 2010
PROGRAM
22 Mayıs, Cumartesi / KONYA Dedeman Otel
14:00 Kayıt ve İkram
14:30 Açılış Konuşmaları
Nazire Dedeman, Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Michael Meier, Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi
Aydın Nezih Doğan, Konya Valisi (teşrifleri halinde)
1. OTURUM: Eleştirel Gazetecilik, Medya Okuryazarlığı, Şiddet Haberleri
15:00 Oturum Başkanı : Uğur Özteke, Memleket Gazetesi
15:10 Toplum sorunlarına duyarlı eleştirel gazetecilik nasıl yapılır?
Nail Güreli, Umut Vakfı Onursal Mütevellisi- Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı
15:40 Yaşama Hakkı Açısından Bireysel Silahsızlanma: Türkiye’de Durum ve Medyanın Sorumluluğu
Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi
16:10 Kahve Arası
16:20 Gazetecilik Meslek İlkeleri ile TGC Hak ve Sorumluluk Bildirgesi Çerçevesinde Gazetecilerin Şiddet Haberlerine Yaklaşımı
Dr. Recep Yaşar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
16:50 Soru-Cevap
20:00 Akşam Yemeği
23 Mayıs, Pazar / KONYA Dedeman Otel
2. OTURUM: Eleştirel Gazetecilik ARAYIŞI: Kuramlardan uygulamalara bir çerçeve kurmak
10:30 Oturum Başkanı : Esat Duysak, Sun TV Sahibi
10:40 Medya okur-yazarlığı: Gazetecinin medya okur-yazarlığı nasıl olur?
Doç. Dr. Abdulrezak Altun, Muğla Üniv. Muğla M.Y.O Radyo Televizyon Teknolojileri Programı Öğr. Üyesi
11:10 Barış Gazeteciliği
Tolga Korkut, Bianet Editörü
11:40 Soru-Cevap
12:00 Öğle Yemeği
3. OTURUM: “Şiddet”ten “HAK”lara Medya: DENEYİMLER ve OLANAKLAR
13:30 Oturum Başkanı : Hüseyin Oğuz, KTV
13:40 Toplumsal Cinsiyet Perspektifiyle Medya’ya Bakış
Deniz Gökçe, Gazeteci, Doğuş İletişim Dergi Grubu
14:10 Nefret Suçları ve Medyanın Tavrı
Ragıp Duran, Liberation Gazetesi Türkiye Muhabiri
14:40 Soru-Cevap
15:00 Kahve Arası
4. OTURUM: TARTIŞMA: Yerel Medya’dan DENEYİMLER
15: 10 Moderatör: Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı
16:30 Genel Değerlendirme
Nail Güreli
17:00 Kapanış ve Sertifika Dağıtımı
-
UMUT VAKFI
"Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri" Yerel Medya Semineri
Konya
22-23 Mayıs 2010, Dedeman Otel
Nazire Dedeman Çağatay Açılış Konuşması
Değerli konuklarım, Hoşgeldiniz.
“Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Seminerlerimizin 7.sinde Konya’da sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum.
Umut Vakfı, bireysel silahsızlanma, şiddet, barış kültürü ve hukukun üstünlüğü konularında 16 yıldan bu yana çalışıyor, bilgilerini ve araştırmalarını her fırsatta kamuoyu ile paylaşıyor. Bu süreçte, medyanın desteği her zaman bizimleydi. Biz ise, Umut Vakfı olarak, araştırmalarımızı, gördüğümüz sorunları, eleştiri ve değerlendirmelerimizi medyayla ve medya aracılığıyla toplumla paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz.
Ülkemizde ve belki de dünyanın her yerinde “şiddet” en medyatik konulardan biridir. Aynı zamanda şiddet “insan hak”larına, “yaşama hakkı”na yönelen son derece yaygın bir ihlaldir ve maalesef hayatımızın önemli bir parçasıdır.
Medya ve şiddet konusunda Dünya’da yapılmış çalışmalardan bazıları; medyanın –özellikle de televizyonun- şiddeti, “normal” bir sorun çözme yöntemi olarak insanlara gösterdiğini ortaya koyuyor.
Medyada gösterilen şiddet biz izleyiciler tarafından da ilgi görüyor, hatta talep ediliyor. Bu ilgi ve talebin nedenleri ise iletişim ve sosyoloji disiplinlerinde çalışan bilim insanları tarafından her zaman çok tartışılmaktadır.
Nedenler ne olursa olsun; bir yurttaş olarak düşüncem şudur: Medya, hayatın da önemli bir parçası olan şiddeti, çoğu zaman abartarak sunarken, biz izleyicilere ve medya tüketicilerine hiç de güvenli bir ortamda yaşamadığımızı söylemektedir. Şiddetin her yerde olduğunu ve bu şiddetten “korkmamız” gerektiğini biz izleyicilere göstermektedir. Bu “korku” ve “güvensizlik” söylemi de, güçlü olasılıkla, insanların daha fazla silahlanmasında, kendi güvenliğini kendilerinin sağlama eğiliminin artmasında etkili oluyor. Şiddetin sıradanlaştırılması ne kadar yanlışsa, korku ve güvensizlik söylemi de o kadar yanlıştır.
Umut Vakfı, 16 yıldan bu yana bireysel silahsızlanma konusunda bilimsel araştırmaların yanı sıra kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütmektedir. Birleşmiş Milletler Danışman NGO’su ve Uluslararası Hafif Silahlar Eylem Ağı’nın (IANSA) Türkiye temsilcisi olarak Vakfımız, bu konuyu hem ülkemizde hem de dünyada yakından takip etmektedir. Çünkü bireysel silahlanma, Dünya’da olduğu kadar Türkiye’de de son derece önemli ve yaygın bir sorundur.
Bugün ülkemizde ateşli silahlarla her yıl ortalama 3000 yurttaşımız hayatını kaybediyor. Ruhsatlı ya da ruhsatsız silaha sahip olan yurttaşlarımızın sayısı ise oldukça yüksektir. Bu sorun yaşama hakkımızla ilişkilidir. Bu nedenle de her bir yurttaşı yakından ilgilendirmektedir.
Hatırlatmak isterim: Silahın yegane işlevi “öldürmektir”. Dolayısıyla, bireysel silahlanma şiddetin en uç noktasıdır.
Bu gerçeği bize defalarca kanıtlayan yaşam öyküleriyle medyada sık sık karşılaşıyoruz. Hepimiz, en azından şu gerçeğin farkında olmak zorundayız: “yaşama hakkı” insanın en temel hakkıdır. Bu hak eşittir. Bu eşitliği bozan en önemli sosyal problemlerden biri bireysel silahlanmadır.
Umut Vakfı olarak bireysel silahlanmayı ele alırken, hukukun üstünlüğüne, barış kültürüne, yurttaş olma bilincine ve bunun önemli bir sorumluluk olduğuna vurguda bulunuyoruz.
Siz, gazeteci yurttaşlar, bu konuda önemli rol üstlenmektesiniz. Şiddet olaylarıyla karşılaşırken, haberlerinizi kurgularken ve bizlere aktarırken; karşı karşıya olduğunuz durumun öncelikle insanın yaşama hakkıyla ilgili olduğunu lütfen hatırlayınız.
3 yıl önce, bugün 7. kez düzenlediğimiz “Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri” Yerel Medya Seminerleri Dizisi’ne başlarken, hedefimiz, yerel medya mensubu dostlarımızla birlikte, ülkemizin her yerinde şiddetin nasıl haberleştirildiğini öğrenmek, değerlendirmek ve tartışmaktı. Amacımız ise ülkemizde, yerelden başlayarak, medyanın, şiddet ve bireysel silahlanma ile oluşan olayları topluma yansıtma biçimine objektif ve meslek gereklerine uygun olarak, eleştirel yaklaşmasını tesis etmekti.
Çünkü biz Umut Vakfı olarak, şiddetsiz bir toplum tahayyülüne katkıda bulunmak için, şiddetin medyatik olmasının nedenlerini, kaynaklarını ve sonuçlarını sorgulamayı ve bunları anlamaya çalışmayı, üstlenmemiz gereken bir sorumluluk olarak görüyoruz. Biz bu sorumluluğumuzu, bu seminerler dizisiyle, siz gazeteci dostlarımızla paylaşıyoruz.
Bu anlamda medyadaki şiddete sadece “hayır” demiyoruz. Medyanın bizlere gösterdiği şiddeti ve toplumdaki karşılığını her yönüyle anlamaya gayret ediyoruz. Bu seminerler dizisininin program içeriği büyük ölçüde bu anlayışa dayanıyor.
Şiddet haberleri, medya izleyicisine çeşitli hayat hikayeleri anlatıyor. Bizlerin kolaylıkla tükettiği bu hikayelerdeki gerçekliklere, bu hikayelerin gösterdiği sorunlara hepimiz ne denli duyarlıyız? Bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bu hikayelerin anlatıcıları olarak üstlendikleri rolün ve sorumluluğun farkında mıdırlar?
Bu sorular, bugünkü eğitim programımızın temelini teşkil ediyor. Bu nedenle, medyanın şiddet ve bireysel silahlanma konusundaki olayları topluma yansıtma biçimini birlikte irdelemek; meslek gereklerine uygun, eleştirel ve objektif bir yaklaşımın nasıl inşa edilebileceğini tartışmak amacıyla Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Eğitim Seminerini gerçekleştirmek üzere bugün burada toplandık.
Tüm konuşmacılarımıza ve oturum başkanlarımıza içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum. Bu toplantıyı gerçekleştirmemize katkıda bulunan Friedrich Ebert Stiftung Derneği’ne ayrıca teşekkür ediyorum.
Tekrar hepinize hoşgeldiniz diyorum ve katılımcılığın yüksek olduğu, verimli bir seminer olmasını diliyorum.
-