Türkiye’de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri Yerel Medya Seminerleri Röportaj Atölyesi İstanbul Buluşması

 
Değerli konuklarım,
 
Umut Vakfı olarak 2007 yılından bu yana düzenlediğimiz, son 2 yıldır da sizlerle birlikte “Röportaj Atölyesi” çalışmasına dönüştürdüğümüz yerel medya eğitim seminerlerinin 15’incisine hoş geldiniz.
 
Yerel medya seminerlerini bugüne kadar 13 ilde ve de, 60 ilde gazetecilik yapan dostlarımızın katılımıyla gerçekleştirdik. Bu toplantılarımıza ortalama bin 250 gazeteci katıldı… Röportaj Atölyesi çalışmasının Çanakkale’den sonra ikinci ayağı bildiğiniz gibi Antalya, üçüncü ayağı da Diyarbakır’daydı. Çanakkale ve Antalya çalışmamızı sizlerin katılımınızla bölgelerinde başarıyla gerçekleştirdik. Ancak bu ay içinde yapmayı planladığımız Diyarbakır Röportaj Atölyesi çalışmamızı bölgede yaşanan gergin durum nedeniyle İstanbul’da yapıyoruz… Bu çalışmanın da başarılı olmasını diliyorum…
 
Seminerimize Çanakkale, Antalya ve Diyarbakır’dan toplam 35 gazeteci ve gazeteci adayı arkadaşımız katılacaktı. Ancak Diyarbakır’dan gelecek olan iki gazeteci arkadaşımız sokağa çıkma yasağı ve bölgede yaşananlar nedeniyle katılamayacaklar sanırım.
 
2015’in son günlerini yaşadığımız bu dönemde Türkiye ve dünya malumunuz terör olayları, çatışmalar nedeniyle sarsılıyor. Bu çatışmalar ve çıkarılan savaşlar nedeniyle silah tüccarları sermayelerine sermaye katarken tanıklık ettiğiniz gibi insanlar göç yollarında perişan oluyorlar, ölüyorlar. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölge, bir kaos, bir şiddet sarmalı kıskacına alınmış durumda… İnsanlar isteseler de barış ve huzur ortamında yaşayamıyorlar… Hemen her gün çıkan çatışmalar nedeniyle güvenlik görevlilerimiz şehit oluyor, yurttaşımız ölüyor ya da yaralanıyor… İşte Ege denizi. Adeta “göçmen mezarlığı”na dönüşen Ege’de görüyorsunuz hemen her gün bir Aylan bebek olayı yaşanıyor.
 
 Şiddet sarmalı içerisinde yaşamak zorunda kalan insanlar sonuç olarak “mutsuzluk kıskacı”nda…
 
Artık size “Ülkemizde şu kadar bireysel silah var” diye bir şey söylemeyeceğim. Yaşadıklarımıza şöyle bir dönüp bakın. Her gün bireysel silahlarla kadınlar, insanlar ölüyor. Otomatik tüfekler sizlerin de tanık olduğunuz gibi peynir ekmek gibi rahatlıkla satılıyor. Hemen herkesin evinde, pek çok insanın arabasının arkasında bir pompalı tüfek var. Hem de ruhsatsız. Adam yolda birine kızdığı zaman artık ağız dalaşı yapmıyor, hemen arabasını durdurup bağajından tüfeğini kaptığı gibi karşısındakini vuruyor… Üzücü, ama kültür, aile yozlaşması yaşayan ülkemizin, insanımızın bireysel anlamda geldiği nokta bu…
 
Güneydoğu bölgemiz anlamında değerlendirildiğinde de, hepimiz de görüyoruz ki, son model otomatik tüfekler, uzun namlulu tüfekler sadece askerin, polisin elinde değil… Yani birileri istediğinde, istediği anda bu silahlara ulaşıyor ve sorumsuzca kullanarak evinin önünde oynayan bir çocuğun, evinde oturan bir insanın ölümüne neden oluyor…
 
Değerli dostlarım, söylenecek şey tabii ki çok…
 
Ama şu bir gerçek ki, silahın olduğu yerde, şiddetin olduğu yerde acı ve keder vardır. Mutsuzluk vardır…
 
2015’te çok acılar yaşadık, birçok eve terörün, şiddetin acı ateşi düştü…
 
Birliğe, bütünlüğe, dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz.
 
2016’nın tüm silahların gömüldüğü, insanların evlerinde, yurtlarında şiddetsiz, özgürce yaşayabildikleri, mutlulukla gülebildikleri, gazetecilerin gazetecilik yaptıkları için özgürlüklerinin kısıtlanmadığı bir yıl olmasını diliyorum…
 
İki gün boyunca sürecek seminerlerin sizler için faydalı olmasını dilerken atölye çalışmasına emeği geçen ve destek veren herkese, ama özellikle de bize büyük destek veren, bu projeyi gerçekleştirmemizi sağlayan Konrad Adenauer Stiftung’a, aramızda bulunan Konrad Adenauer Stiftung Derneği Proje Yöneticisi Bekir Öncel’e teşekkür ediyorum.
 
Umut dolu yarınlara…
 
Nazire Dedeman Çağatay
 
Umut Vakfı Başkanı