Umut Vakfı’ndan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Mektup
18 Aralık 2012
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Sayın Başbakanım,
14 Aralık Cuma günü Amerika Birleşik Devletlerinde meydana gelen okul katliamı ile ilgili Sayın Barack Obama’ya yazmış olduğumuz başsağlığı ve öneriler mektubumuzun Türkçesi ektedir. Üzüntümüzü dile getirmenin yanında 20 yıldır bireysel silahlanmanın yol açtığı sorunları inceleyen, bu konuda gerek Türkiye genelinde gerekse uluslararası düzeyde bilimsel araştırmalar ve toplantılar düzenlemiş bir Vakıf olarak çözüm önerimizi de paylaşmış bulunmaktayız.
Umut Vakfı Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi ile Özel Danışmanlık Statüsünde bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Misyonu gereği hem Türkiye’de hem de dünyadaki diğer ülkelerdeki bireysel silahlanma boyutunu yakından takip etmektedir. Yıllar süren titiz çalışmalarımız ve araştırmalarımız neticesinde çok net ortaya çıkan bir durum vardır: bir ülkede silaha erişim ne kadar kolaysa ateşli silahlarla ölüm de o kadar çok olur.
Türkiye’de elimizdeki son resmi veri 2007 yılına aittir. 2007 yılında bireysel silahlar nedeniyle 3.000 kişiyi kaybettik. Bugüne gelene değin şiddet olaylarındaki artış nedeniyle 2012 yılında artık yılda 4.500 kişiyi bireysel silahlara kurban verdiğimizi öngörüyoruz. Bölgesinde lider güç olma yolunda sağlam adımlarla ilerleyen Türkiye’nin üçüncü dönem seçilmiş Başbakanı olarak bu korkunç tabloyu bozmak sizin elinizde. Amerika Birleşik Devletleriyle benzer silah tutkusuna sahip olan bir ülkeyiz. Ancak bunun bedeli, topluma maliyeti çok yüksek oluyor. Aynı zamanda silahların kolay erişimi suçun niteliğini de değiştiriyor, toplu katliamlara meydan veriyor. Bağcılarda 10 kişilik bir ailenin yok edilişi bizde de katliamların olabildiğine en yeni kanıttır. Korkumuz bu katliamların daha yüksek sayıda ölümlerle okullarda, alışveriş veya eğlence merkezlerinde meydana gelmesidir. Bir önlem alınmazsa ne yazık ki bu olayları da yaşayarak tecrübe edeceğiz.
Sayın Başbakanım,
Türkiye’de bireysel silahlanma sorununu yıllardır disiplinler arası bir bakış açısı ile irdeliyoruz. Akademisyenler, medya mensupları, barolar, emniyet, tabipler odası, yani konuyla ilgili her kesimden katılımcılar eşliğinde defalarca konuyu masaya yatırdık. Hatta 2005 yılında görüşmeler sırasında çok ölümlü katliamlarının olabileceğini de öngördük. Bu ve benzeri olayların Türkiye’de artacağını, yapılması gerekenleri sunduk. 2009 yılında başlayan ancak son seçim öncesi kadük olan silah kanun tasarısında da önerilerimiz önce komisyonca kabul edildi ancak sonra silah sanayicileri ile yapılan görüşmeler sırasında neredeyse tamamen bertaraf edildi. Söz konusu yasanın bir an önce tekrar ele alınması lazım. Ama işte malum konu gelip yine mecliste, milletvekillerinde kilitleniyor. Bu engeli ancak siz aşabilirsiniz. Silah Kanununu yenilemek için hala çok geç değil. Kolay bir süreç olmayacağının farkındayız ama geç kalınmadan harekete geçilmesi gerektiğine de hiç şüphemiz yok. Bu konuda birikimimize ihtiyaç duymanız halinde yardıma ve hizmete hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bugüne kadar göstermiş olduğunuz siyasi cesaret ve kararlılığınızı bireysel silahlanmanın zorlaştırılması için de kullanmanızı yürekten temenni eder, başarılarınızın devamını dileriz.
Saygılarımızla,
Nazire Dedeman Çağatay
Umut Vakfı Kurucu Başkanı