UMUT VAKFI’ndan Kınama: KAAN BEBEK DE MAGANDA KURBANI…
UMUT VAKFI’ndan kınama:
KAAN BEBEK DE MAGANDA KURBANI…
KAAN BEBEK DE MAGANDA KURBANI…
Ey katil neredesin?
Cesursan çıksana ortaya?
Yüreğinde vicdan kırıntıları taşıyor musun pekii?
Maalesef maganda, yorgun mermi denilen cinayetler dur durak bilmiyor…
Olay 27 Eylül günü akşam saatlerinde yaşandı…
Maganda diyoruz, ama aslında onlar birer katiller… Ve insanların yaşam alanlarını hiçe sayıyorlar, yaşam haklarını ellerinden alıyorlar…
Taş ailesi Adıyaman’dan Gaziantep Şehitkamil İlçesi Fıstıklık Mahallesi’ndeki yakınlarını ziyarete gelmiş… Her şey güzel gidiyor ve 27 Eylü akşam üzeri ablası 13 aylık Kaan Taş’ı sitenin bahçesine çıkarmış… Bebek arabasıyla gezdiriyor…. Keyif içerisindeler…
Ve olanlar oluyor… Kaan’ın başından kan geliyor. Aile telaşla 112’yi arıyor!
Ortaya çıkıyor ki bir “katil mermi” Kaan’ın başına gelmiş…
Hemen hastaneye kaldırılıyor… Ancak doktorların tüm çabasına karşın 13 aylık Kaan yaşamıyor artık…
Katili kim?
Tam Umut Vakfı’nın tepkisini yazıya dökerken Trabzon’da öldürülen ve hala katili bulunamayan 15 yaşındaki Emir Yüşa’nın babası Mustafa Bey Vakıf’tan içeri giriyor… “Sanki kalbime bıçak saplandı” diyor…
İnsan olan herkesin yüreğine bu olay haberi duyunca bıçak saplanmalı…
Saplanmalı ki; tüm Türkiye vatandaşları hep birlikte avaz avaz isyan ederek haykıralım:
“BİREYSEL SİLAHLANMAYA HAYIR. YAŞAMA HAK TANIYIN”…
“MAGANDALIGA DEĞİL, İNSANLIĞI ÖZENİN”…
Bırakın çocuklarımız bahçelerinde, evlerinde, sokaklar da oynayabilsinler, yaşam haklarını ellerinden almayın, anne-babaları, aileleri acılara boğmayın…
Umut Vakfı Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi Fikret İlkiz, 13 aylık Kaan’ın vurulması olayıyla birlikte bu yıl bugüne kadar basına yansıyan “maganda cinayetleri”nin 371’i bulduğuna dikkat çekerken “Her gün yaşadığımız olaylar da gösteriyor ki; bireysel silahlanma durmuyor, tersine artıyor. Bu artışın sorgulanması gerekir” diyor ve ekliyor:
“Umut Vakfı olarak diyoruz ki; hemen her gün ülkemizde yaşanan, bu vahşet ve şiddet olayları, kaza, maganda, yorgun mermi denilen ‘katil kurşunlar’la birlikte yaşamak bizlerin kaderi değildir, olmamalıdır.”
Avukat Fikret İlkiz, 28 Eylül Bireysel Silahlanma Günü’nde yaptığı açıklamada da; Rusya’da yaşanan olaya da değinerek “Dünyanın neresinde olursa olsun çocukları gözünü kırpmadan öldürenlerin beslendiği şiddet önlenmeli, silahlanma durdurulmalıdır. Yaşamalıyız, yaşam hakkını korumalıyız, yaşama hak tanımalıyız” açıklamasını yapmıştı…
Umut Vakfı Başkanı Özben Önal da, 13 aylık Kaan’ın vurulması sonrası yaptığı açıklamada; bir kez daha bireysel silahlanmaya ve artan silahlı şiddete, insanların sokaklarda, korkusuzca, cezasızlığın verdiği rahatlıkla rastgele silah ateşlemeleri sonucu masum çocukların, insanların zarar gördüğüne dikkat çekti. Katil kurşunları atanların da birer katil olduğunu söyleyen Önal, “çocukların yaşam hakkını alinden alanları ve bu olayların son bulması için hiçbir çaba harcamayanları, yaşam hakkı katillerine az ceza verilmesini kınadı” Önal, yetkililere şöyle seslendi:
“Yaşama hak tanıyın, tanıyalım. Çocuklarımızın, masum tüm insanlarımızın yaşaması için bireysel silahlanmayı önleyin. Önleyin ki; Kaan’lar bahçede oynatılırken, Emir Yuşa’lar fındık bahçesinde, Büşra’lar kırtasiyeden kitap alıp eve dönerken, Ahmet Emre’ler arkadaşlarıyla gezerken, Selin’ler çay bahçesinde otururken, Serdar’lar işine giderken, Helin’ler okuldan çıkarken öldürülmesinler… Ateş düştüğü yeri yakıyor elbette… Ama bireysel silahlanmayı önlemek yerine, teşvik ederseniz sizi de yakabilir. Önlenmeyen bireysel silahlanma birgün her kesin karşısına bir şehir eşkiyasının gelişi güzel ateşlediği silahla çıkabilir. Bu çocukların ailelerine yaşatılan acıları yaşatabilir… Yeni Kaan’ların ölmemesi için kanun koyucusundan kanun uygulayıcısına hemen herkese iş düşüyor. Sayın yargıçlar, örneğin çocuğu kitap almaya giden ve evine dönemeyen bir aile sizin katile verdiğiniz 5 yılın altındaki cezaya itiraz bile edemiyor… Sonucunda katil elini kolunu sallayarak dışarda dolaşıyor… Rastgele silah kullanıp bir insanın canını alana sizin verdiğiniz 5 yıl ve altı cezayla acılı ailenin itiraz hakkını bile elinden alıyorunuz, farkında mısınız acaba? Sizler çocuğunuzu bir katil kurşunla toprağa verseydiniz böyle bir karar karşısında ne yapardınız? Hiç empati yapıyor musunuz? Bunun gibi öyle yaşanmışlıklar var ki; o nedenle diyoruz ki HERKESE; KANUN KOYUCUDAN, UYGULAYICIYA, SİLAHLANMAYI ÖNLEYECEK MAKAMLARDAKİNE, EVET HERKESE İŞ DÜŞÜYOR… Kaan’ların peşinden timsah gözyaşı dökmek yerine haydi, daha fazla Kaan’lar öldürülmemesi için gereğini yapın… YAŞAMA HAK TANIYIN, MAGANDALIKLARI ÖNLEYİN…”
Özben Önal, 28 Eylül 2022 günü Sayın Cumhurbaşkanı Recek Tayyip Erdoğan’ın Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışında yaptığı konuşmada “Türkiye’nin kaybetmeyi göze alacak tek bir evladı yoktur” dediğini de anımsatarak “Biliyoruz, elbette ki sayın Cumhurbaşkanımız bu sözü sağlık camiası için söyledi… Ama bunu tüm alanlara yaymasını diliyoruz… Yani Kaan’ları, Emir Yüşa’ları, Büşra’ları ve diğer tüm masum çocuklarımızı da şehir eşkiyalarının kurşunlarıyla kaybetmeyi göze almayalım. Lütfen bu ülkenin başındaki, en tepe noktasındaki insan olarak gereğini yapın, anneler, babalar ağlamasın” diye seslendi..
Umut Vakfı - 30.09.2022
Cesursan çıksana ortaya?
Yüreğinde vicdan kırıntıları taşıyor musun pekii?
Maalesef maganda, yorgun mermi denilen cinayetler dur durak bilmiyor…
Olay 27 Eylül günü akşam saatlerinde yaşandı…
Maganda diyoruz, ama aslında onlar birer katiller… Ve insanların yaşam alanlarını hiçe sayıyorlar, yaşam haklarını ellerinden alıyorlar…
Taş ailesi Adıyaman’dan Gaziantep Şehitkamil İlçesi Fıstıklık Mahallesi’ndeki yakınlarını ziyarete gelmiş… Her şey güzel gidiyor ve 27 Eylü akşam üzeri ablası 13 aylık Kaan Taş’ı sitenin bahçesine çıkarmış… Bebek arabasıyla gezdiriyor…. Keyif içerisindeler…
Ve olanlar oluyor… Kaan’ın başından kan geliyor. Aile telaşla 112’yi arıyor!
Ortaya çıkıyor ki bir “katil mermi” Kaan’ın başına gelmiş…
Hemen hastaneye kaldırılıyor… Ancak doktorların tüm çabasına karşın 13 aylık Kaan yaşamıyor artık…
Katili kim?
Tam Umut Vakfı’nın tepkisini yazıya dökerken Trabzon’da öldürülen ve hala katili bulunamayan 15 yaşındaki Emir Yüşa’nın babası Mustafa Bey Vakıf’tan içeri giriyor… “Sanki kalbime bıçak saplandı” diyor…
İnsan olan herkesin yüreğine bu olay haberi duyunca bıçak saplanmalı…
Saplanmalı ki; tüm Türkiye vatandaşları hep birlikte avaz avaz isyan ederek haykıralım:
“BİREYSEL SİLAHLANMAYA HAYIR. YAŞAMA HAK TANIYIN”…
“MAGANDALIGA DEĞİL, İNSANLIĞI ÖZENİN”…
Bırakın çocuklarımız bahçelerinde, evlerinde, sokaklar da oynayabilsinler, yaşam haklarını ellerinden almayın, anne-babaları, aileleri acılara boğmayın…
Umut Vakfı Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi Fikret İlkiz, 13 aylık Kaan’ın vurulması olayıyla birlikte bu yıl bugüne kadar basına yansıyan “maganda cinayetleri”nin 371’i bulduğuna dikkat çekerken “Her gün yaşadığımız olaylar da gösteriyor ki; bireysel silahlanma durmuyor, tersine artıyor. Bu artışın sorgulanması gerekir” diyor ve ekliyor:
“Umut Vakfı olarak diyoruz ki; hemen her gün ülkemizde yaşanan, bu vahşet ve şiddet olayları, kaza, maganda, yorgun mermi denilen ‘katil kurşunlar’la birlikte yaşamak bizlerin kaderi değildir, olmamalıdır.”
Avukat Fikret İlkiz, 28 Eylül Bireysel Silahlanma Günü’nde yaptığı açıklamada da; Rusya’da yaşanan olaya da değinerek “Dünyanın neresinde olursa olsun çocukları gözünü kırpmadan öldürenlerin beslendiği şiddet önlenmeli, silahlanma durdurulmalıdır. Yaşamalıyız, yaşam hakkını korumalıyız, yaşama hak tanımalıyız” açıklamasını yapmıştı…
Umut Vakfı Başkanı Özben Önal da, 13 aylık Kaan’ın vurulması sonrası yaptığı açıklamada; bir kez daha bireysel silahlanmaya ve artan silahlı şiddete, insanların sokaklarda, korkusuzca, cezasızlığın verdiği rahatlıkla rastgele silah ateşlemeleri sonucu masum çocukların, insanların zarar gördüğüne dikkat çekti. Katil kurşunları atanların da birer katil olduğunu söyleyen Önal, “çocukların yaşam hakkını alinden alanları ve bu olayların son bulması için hiçbir çaba harcamayanları, yaşam hakkı katillerine az ceza verilmesini kınadı” Önal, yetkililere şöyle seslendi:
“Yaşama hak tanıyın, tanıyalım. Çocuklarımızın, masum tüm insanlarımızın yaşaması için bireysel silahlanmayı önleyin. Önleyin ki; Kaan’lar bahçede oynatılırken, Emir Yuşa’lar fındık bahçesinde, Büşra’lar kırtasiyeden kitap alıp eve dönerken, Ahmet Emre’ler arkadaşlarıyla gezerken, Selin’ler çay bahçesinde otururken, Serdar’lar işine giderken, Helin’ler okuldan çıkarken öldürülmesinler… Ateş düştüğü yeri yakıyor elbette… Ama bireysel silahlanmayı önlemek yerine, teşvik ederseniz sizi de yakabilir. Önlenmeyen bireysel silahlanma birgün her kesin karşısına bir şehir eşkiyasının gelişi güzel ateşlediği silahla çıkabilir. Bu çocukların ailelerine yaşatılan acıları yaşatabilir… Yeni Kaan’ların ölmemesi için kanun koyucusundan kanun uygulayıcısına hemen herkese iş düşüyor. Sayın yargıçlar, örneğin çocuğu kitap almaya giden ve evine dönemeyen bir aile sizin katile verdiğiniz 5 yılın altındaki cezaya itiraz bile edemiyor… Sonucunda katil elini kolunu sallayarak dışarda dolaşıyor… Rastgele silah kullanıp bir insanın canını alana sizin verdiğiniz 5 yıl ve altı cezayla acılı ailenin itiraz hakkını bile elinden alıyorunuz, farkında mısınız acaba? Sizler çocuğunuzu bir katil kurşunla toprağa verseydiniz böyle bir karar karşısında ne yapardınız? Hiç empati yapıyor musunuz? Bunun gibi öyle yaşanmışlıklar var ki; o nedenle diyoruz ki HERKESE; KANUN KOYUCUDAN, UYGULAYICIYA, SİLAHLANMAYI ÖNLEYECEK MAKAMLARDAKİNE, EVET HERKESE İŞ DÜŞÜYOR… Kaan’ların peşinden timsah gözyaşı dökmek yerine haydi, daha fazla Kaan’lar öldürülmemesi için gereğini yapın… YAŞAMA HAK TANIYIN, MAGANDALIKLARI ÖNLEYİN…”
Özben Önal, 28 Eylül 2022 günü Sayın Cumhurbaşkanı Recek Tayyip Erdoğan’ın Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışında yaptığı konuşmada “Türkiye’nin kaybetmeyi göze alacak tek bir evladı yoktur” dediğini de anımsatarak “Biliyoruz, elbette ki sayın Cumhurbaşkanımız bu sözü sağlık camiası için söyledi… Ama bunu tüm alanlara yaymasını diliyoruz… Yani Kaan’ları, Emir Yüşa’ları, Büşra’ları ve diğer tüm masum çocuklarımızı da şehir eşkiyalarının kurşunlarıyla kaybetmeyi göze almayalım. Lütfen bu ülkenin başındaki, en tepe noktasındaki insan olarak gereğini yapın, anneler, babalar ağlamasın” diye seslendi..
Umut Vakfı - 30.09.2022