“2020 Kadın Cinayetleri Haritası” üzerine söyleşi – Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu

Umut Vakfı’nın hazırladığı “2020 Yılı Kadın Cinayetleri Haritası”na göre, geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde 527 kadın öldürüldü. Bu kadın cinayetlerinin 248’i ateşli silahlarla, 124’i kesici aletlerle işlendi. 155 kadın ise boğuldu, darp edildi, yakıldı, yüksekten atıldı. Yaşanan kadın cinayetlerinin bazılarında suçu işleyenlerin olaya “intihar” görüntüsü vermeye çalıştıkları kaydedildi. “2020 Yılı Kadın Cinayetleri Haritası”nı Umut Vakfı’ndan Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu ile konuştuk.

Umut Vakfı, 2015 yılından beri her sene, basına yansıyan kadın cinayetleri haberlerini derleyerek “Kadın Cinayetleri Haritası” hazırlıyor. Haritalarda, bu konuda açıklanan resmi veriler yerine kendisine medyada yer bulabilmiş haberler kullanılıyor. İnceoğlu, bunun sebebinin “kayıp olduğu gerekçesiyle aranan kadınların yıllar sonra ölü bulunduğunu yazan ve intihar denilen bir olayın, aslında cinayet olduğunu ortaya koyan haberleri de verilere eklemek” olduğunu söylüyor.

Umut Vakfı’nın, bu bakış açısıyla hazırlanan “2020 Kadın Cinayetleri Haritası”na göre ise geçtiğimiz yıl 527 kadın cinayeti işlendi. Bu cinayetlerin 248’i ateşli silahlarla, 124’i kesici aletlerle işlendi. 155 kadın ise boğuldu, darp edildi, yakıldı, yüksekten atıldı. Raporda, özellikle boğulma ve yüksekten atılma ile gerçekleştirilen kadın cinayetlerinde suçlunun, olaya “intihar” görüntüsü vermeye çalıştığını belirtildi. İnceoğlu bu konuda, 2018 yılında Ankara’da bir rezidans dairesinden atlayarak intihar ettiği söylenen Şule Çet, geçtiğimiz eylül ayında Gaziantep’te balkondan düşerek öldüğü iddia edilen Duygu Delen ve yine geçtiğimiz haziran ayında Ankara’daki evinde ölü bulunan Aleyna Çakır olaylarını örnek gösterdi. Her üç kadının da önce intihar ettiği iddia edilmiş ancak suçlular olaya “intihar” süsü vermeye çalıştığı ve olayların cinayet olduğu şüphesi ağır basmıştı.

“Medya kadın cinayetlerini abartıyor” şeklindeki söylemler gerçeği yansıtmıyor

İnceoğlu, 5 Mart’ta 196Sekiz YouTube kanalında yayınlanan “Kadınlar Değişti Erkekler de Değişmek Zorunda” programında, yazar Sema Maraşlı’nın “İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini arttırdığını” iddia etmesi ve 8 Mart’ta AKP Kayseri Milletvekili Hülya Atçı Nergis’in “Biz sadece kadınları ifade ediyoruz da Türkiye’de öldürülen erkek sayısı bunun 12 katı. Medya bu işin alıcısı olduğu için kadına şiddet olaylarını çok kullanıyor. Bu da yanlış bir algı yaratılıyor” sözleri üzerine gündeme gelen “Medya kadın cinayetlerini abartıyor” söylemleri hakkında da konuştu. İnceoğlu’na göre, basına yansıyan haberlerden derlenerek hazırlanan “2020 Kadın Cinayetleri Haritası”nın da gösterdiği üzere “Medya kadın cinayetlerini abartıyor” şeklindeki söylemler gerçeği yansıtmıyor. Bu tarz söylemlerin erkek egemen ideolojinin bir ürünü olduğunu belirten İnceoğlu, bunların içselleştirilmesinin söz konusu ideolojinin yeniden üretimine yol açacağını ifade etti. Sonuç olarak bu durum, kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin meşrulaştırılması için kullanılacak potansiyel bir silah olarak karşımıza çıkıyor.

Salgın döneminde kadına şiddet ve kadın cinayetleri

Salgın döneminde kadına yönelik şiddetin görülmemiş bir oranda yükseldiğine de değinen İnceoğlu, “Evde kal” çağrılarının Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri bilançolarını ürpertici bir şekilde artırdığını söyledi. İnceoğlu’na göre 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkili uygulanmaması ve İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet oranlarının bunca yüksek olmasının en önemli sebeplerinden ikisi. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin önlenmesinin yollarından biri de cezasızlık sisteminin bozulması.

İnceoğlu kadın cinayetlerinin önlenmesi için kadın katillerine ve kadına yönelik şiddet uygulayanlara karşı “sıfır tolerans” gösterilmesi, devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini kınaması ve gereğini yapması, şiddet mağduru kadınlara ücretsiz yasal danışmanlığın, tıbbi ve psikolojik desteğin verilmesi, cinsiyet ayrımcısı politikaların, yasaların ve uygulamaların kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Öte yandan, 2021 yılının başından, bu yayının yapıldığı 17 Mart tarihine kadar ise toplam 116 kadın cinayeti yaşandı.

Raporun tamamına buradan erişebilirsiniz.