Hukukun Gençleri Sempozyumları Dizisi - 3 "Hukuk Felsefesi"
“Hukuk Felsefesi”
Amaç:
Sempozyum bildiri konuları:
“Hukuk Felsefesi” konusunda, disiplinler arası bakışla Türkiye’deki durumun analiz edilmesi, farklı ülkelerdeki durum ve uygulamalarla karşılaştırılması; disiplinler arası bakışta sosyoloji, hukuk, felsefe, iletişim, kültürel çalışmalar, sosyal psikoloji, adli tıp, kriminoloji, toplumsal tarih gibi disiplinlerin alanında hareket edilmesi beklenmektedir. Coğrafi alan Türkiye ile sınırlıdır; ancak uluslararası örneklerle karşılaştırmalar da önemsenmektedir. Sempozyumun çalışma dili Türkçe olacaktır.
Bu bağlamda bildiri başlıkları hakkında fikir vermek üzere aşağıda sıralanan konular dikkate alınacak, ancak başlıklar sadece aşağıda verilenlerle sınırlı olmayacaktır. Konuyla ilişkilendirilen diğer başlıklar da Bilim ve Hakem Kurulu tarafından değerlendirilecektir.
- Adalet için Hukuk Felsefesi Neden Gereklidir?
- Ceza Hukuku ve Felsefe
- Hukuk Felsefesi Neye Yarar?
- Hukuk Felsefesi ve Etik
- İnsan Hakları ve Hukuk Felsefesi
- İnsan Onuru ve Hukuk Felsefesi
Sempozyuma kimler katılabilir:
- Hukuk Fakültesi ve hukuka bitişik disiplinlerde eğitim gören (Sosyoloji, Felsefe, Psikoloji, İletişim, Kültürel Çalışmalar, İktisadi ve İdari Bilimler, Adli Tıp vs.) Lisans öğrencileri
- Sosyal Bilimler Enstitüsü programlarında yer alan Hukuk ve hukuka bitişik disiplinlerdeki ilgili bölümlerdeki lisansüstü öğrenciler (Doktora öğrencileri hariç)
- Stajyer Avukatlar
- Stajyer Hâkimler ve Stajyer Savcılar hazırlayacakları bildirileri ile katılabileceklerdir.
Yer: Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu
Bilim ve Hakem Kurulu (soyadına göre alfabetik sırayla)
Önemli Bilgiler
Bildiri sahipleri Sempozyuma katılım koşulları, katılım formu ve bildiri formatına ilişkin bilgi ve belgelere www.umut.org.tr/hukukungencleri internet adresinden ulaşabileceklerdir.
Sempozyuma katılmak için 150–200 sözcükle sınırlı bireysel bildiri özetlerinin ve konu ile ilgili beş anahtar sözcüğün, katılımcıların kısa özgeçmişleri ve e-posta adresleriyle birlikte en geç 8 Ağustos 2012’ye kadar vakif@umut.org.tr adresine gönderilmesi gerekmektedir.
Sempozyuma katılmak isteyenlerin dilerlerse web adresindeki Katılım Formu’nu doldurarak 8 Ağustos 2012 tarihine kadar aşağıda belirtilen faks ve e-posta adresine gönderebilirler.
Sempozyum bildirilerinden oluşan bir e-kitap çalışması yapılacaktır.
Sempozyumda sunulan bildiriler değerlendirilerek en iyi bildiri sahipleri ödüllendirilecektir.
Sempozyuma ilişkin önemli tarihler:
- Bildiri özeti göndermek için son Başvuru Tarihi: 8 Ağustos 2012
- Bildirilerin tam metninin gönderileceği son tarih: 5 Ekim 2012
- Sempozyum Tarihi: 11-12 Ekim 2012
Konaklama ve Ulaşım:
Bildiri sahiplerinin ulaşım ve konaklama giderleri Sempozyum Düzenleme Kurulu’nca karşılanacaktır.
Hukukun Gençleri Sempozyumu Tam Metin Yazma İlkeleri:
Örnek Tam Metin:
İletişim:
Sempozyuma ilişkin detaylar için lütfen aramaktan çekinmeyiniz:
Umut Vakfı Araştırma Merkezi
İlgili linkler:
- Bildiri Özetleri
- II. HUKUKUN GENÇLERİ SEMPOZYUMU“HUKUK FELSEFESİ”11-12 Ekim 2012ANTALYABİLDİRİ ÖZETLERİUMUT VAKFI ARAŞTIRMA MERKEZİYıldız Posta Cad. No:48 34340 Esentepe İstanbulTel: 0 212 337 29 93
Felsefe Adalet İle Başlar: Sokrates Öncesi Felsefede Doğal Hukukun TemelleriOsman Vahdet İşsevenlerÖzet:Çalışmanın amacı doğal hukukun Sokrates öncesi Yunan felsefesindeki olası temellerini ortaya koymaktır. Yunanca dike kelimesi günümüz dillerine adalet olarak tercüme edilmektedir. Bu kelimenin erken dönem kullanımlarının tarihsel takibi sayesinde günümüz okuyucusuna kavramın mitolojik açıklama modelinden felsefi izaha geçişteki dönüşümü sergilenmiş sonrasında ise, felsefi yazında dike’nin, ilk olarak, ilk felsefe yazarı olan Anaximandros tarafından ontolojik bağlamda kavramlaştırıldığına işaret edilmiştir. Anaximandros’a göre evrendeki karşıt güçler arasındaki çekişmede adalet yargılayan ve cezalandıran bir pozisyona sahiptir. Evrendeki çatışma konusunda Anaximandros ile hem fikir olan bir başka Sokrates öncesi düşünür olan Herakleitos’un ontolojisinde ise değişimin ardında logos’a dayalı olumlu bir düzen mevcuttur. Herakleitos’a göre bilgelik logos’a vakıf olunmasıdır ve evrendeki bu adil düzen, insanlar arasındaki düzene örnek oluşturabilir. Çalışma bu bağlamda insanlar arasındaki düzeni temin edecek yasalara örnek arz eden bu evrensel doğa yasası fikri üzerinde durmuş ve bu öğretinin doğal hukuka, erken temeller sağladığını savlanmıştır.Anahtar Sözcükler:Dike, Logos, Adalet, Doğal Hukuk, Antik YunanÖzgeçmiş:18 kasım 1986’da Van’da doğdu. Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde okurken felsefe ile ilgilenmeye başladı. Liseler arası felsefe günlerinde Dinlerde Sınır ve Teknoloji Dost mu Düşman mı konularını çalıştı. Marmara Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’ni okurken Uluslararası Hukuk Çalışmaları Kulübü’nde yönetici olarak, TASAM Siyasal İletişim Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yaptı. Şuan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Hukuk Felsefesi alanında Platon’da Hukukun Ontolojik Temellendirilmesi konulu tezini yazmaktadır.
Cezalandırma Amacının Vergi Cezaları Açısından DeğerlendirilmesiArş. Gör. Ercan SARICAOĞLUÖzet:Toplum halinde yaşayan insanların barış ve huzur içinde yaşamalarını temin edecek hukuksal değerleri korumak, bireysel hakların ihlaline ve toplumsal düzenin bozulmasına neden olabilecek davranışların bu doğrultuda kontrol edilebilmesine bağlıdır. Bu nedenle, hukuki ihlal anlamı taşıyan davranışların, toplum tepkisinin bir ifadesi olarak devletin cezalandırma zaruretine maruz kalması kaçınılmazdır. Beşeri münasebetler içinde ortak yaşama mani olabilecek tutumların somutlaşarak ceza tehdidi altına ihlal değerlendirmesine tabi olması suç ve ceza kavramlarını belirginleştirir. Vergilendirme alanında cezalandırılacak ihlaller ve cezalandırma amacı, “vergi ilişkisinin” sosyal düzeninin tesisinde taşıdığı değere göre belirlenir. Böylece cezalandırma amacı, sosyal düzeni koruma beklentisi içinde, toplumsal iradenin meşruiyetinde şekillenmesi gerekir.Cezalandırma amacının belli bir sistemde kurumsallaştırma çabası “okullar mücadelesi” sonucunda ortaya konulan prensip ve değerlere dayanmaktadır. Toplumsal fayda ve adaleti gerçekleştirme amacı ile Klasik Okul, suçlu kategorisine göre belirlenen ve uygulanan yaptırımlarla toplumsal korumayı hedef tutan Pozitivist Okul cezalandırma amacı konusunda yaklaşımların temelini oluşturmaktadır. Çalışmamızda vergi cezalarının amacını belirleyebilmek için, “fayda olarak cezalandırma” “bir ödetme, bir kefaret olarak cezalandırma” ve “uzlaştırıcı yaklaşımı esas alan cezalandırma” kategorileri altında; cezayı mutlak bir amaç olarak suç sayılan eylem için verilmiş bir karşılık, kefaret gören mutlak ceza veya mutlak adalet teori, cezayı suçları önleyici ve suçları ıslah edici bir yöntem olarak gören faydacı teori ve her iki teoriyi birlikte değerlendiren karma teori incelenecektir. Bu doğrultuda, pozitif hukukumuzda suç ve kabahat tasnifi üzerinden karşılanan vergi cezalarının amacı, vergi tekniğinin tamamlayıcısı olma vasfı ile birlikte ele alınarak, söz konusu yaklaşımların gereklilikleri altında değerlendirilecektir.Anahtar Kelimeler:Cezalandırma amacı, vergi cezaları, bir ödetme, bir kefaret olarak cezalandırma, fayda olarak cezalandırma, uzlaştırıcı teori.Ercan SARICAOĞLUErzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Yüksek Lisans Öğrencisi/ Hukuk Fakültesi Mali Hukuk ABD. Öğretim Elamanı.Akademik Çalışmalar:1) Vergi Usul Kanunu 127/I-C Hükmü ile Yoklama Esnasında Vergi İdaresine Tanınan "El Koyma" Yetkisine Dair Anayasaya Aykırılık Sorunu, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Sayı 61, Ankara 2011, ss. 59-64.2) AİHM, Serkov – Ukrayna Davası (Başvuru No: 39766/05, Karar: 7 Haziran 2011) – Avrupa İnssan Hakları Mahkemesinin Vergilerin Kanuniliğinde Öngörülebilirlik İlkesine Bakışı, Küresel Bakış Çeviri Hukuk Dergisi,Y.1, C.1, S.3, Ankara 2011, ss. 131-144.
Bir Cinsiyet Değişikliği Reddi Kararında Öne Sürülen Hukuki Nedenlerin İncelenmesiHande EvsenÖzetKarar Özeti: Bülent Ersoy, 1981’de Londra’da cinsiyet değişikliğine ilişkin ameliyattan sonra, Türkiye’de ilk olarak nüfus kütüğündeki cinsiyet hanesinde yazılı olan "erkek" kaydının değiştirilmesini talep etmiştir. Asliye mahkemesi talebi kabul etmiş, fakat Yargıtay’ın bozma kararına uymuştur. Bülent Ersoy’un Nüfus Kütüğündeki cinsiyet kaydının değiştirilmesine ilişkin dâvalar, dâvaların farklı yerlerde açılmaları nedeniyle, dört defa Yargıtay’a gelmiş ve her defasında reddedilmiştir. İncelenecek olan 27.3.1986 Yargıtay kararında cinsiyet değişikliği bazı nedenler gösterilerek reddedilmiştir. Bu nedenler arasında; bu değişikliğin kişilik hakkı üzerinde tasarruf niteliği taşıması nedeniyle Medeni Kanun madde 23’e aykırı olacağı, cinsiyet değişikliğine izin verildiğinde bunun kötüye kullanılacağı(askerlikten uzaklaşmak için kadın olmak gibi) ve bu olayın kişinin kişilik hakkına saldırı olacağı gibi nedenler yer almaktadır. Ayrıca Bülent Ersoy’un cinsiyet değişikliği ameliyatı olması bir hata olarak görülmüş ve hak karşısında hukukun şefkatli olduğu ama böyle bir hata karşısında hukukun müsamahasız olduğu belirtilmiştir.Bu bildiride, Yargıtay tarafından öne sürülen tüm bu nedenler karşıt görüşler de göz önüne alınarak, Bentham’ın ‘Yasamanın İlkeleri’ eseri ve Dworkin’in hukuk kararlarına gerekçe gösterilemeyecek dört nedeni çerçevesinde incelenecektir.Bu karara neden olamayacak nedenlere örnekler: Olgusal gerçekliğe dayanma, önyargılara göre değerlendirme, yenileşmenin reddedilmesi, kişisel his ve düşüncelerin ön plana çıktığı nedenlerin ileri sürülmesi.Anahtar Sözcükler:Cinsiyet değişikliği, hukuki nedenler, hak, yasa, önyargılar.Özgeçmiş:29.08.1990 tarihinde Karabük’te doğdum. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 4. Sınıf öğrencisiyim. Hukuk derslerinin yanı sıra okuduğum 3 yıl boyunca, bölümümün zorunlu felsefe dersleri dışında, felsefe bölümünden de 4 tane ders aldım. Bu yıl Rekabet Kurumu’nda ve Uluslararası Çocuk Merkezi’nde staj yaptım. Okuldaki topluluklarda aktif olarak görev aldım ve almaktayım. (havacılık topluluğu, felsefe topluluğu, hayvan dostları kulübü, kültür ve iletişim topluluğu, çevre topluluğu kuruluşu) Mezun olduktan sonra da hukuk felsefesi üzerine master yapmak istiyorum.
Hâkimlerin Karar Alma Sürecinde Hart-Dworkin AyrımıÇağatay ŞAHİNÖzet:Hukuk felsefesi alanındaki tarihsel sürecin en önemli tartışmalarından biri olan H.L.A.Hart -Ronald Dworkin tartışmasında kolay dava-zor dava ayrımı çok önemli bir yere sahiptir. Hart yargıcın önüne gelen somut uyuşmazlık karşısında hukuk kuralını uygulaması gerektiğini, şayet olaya uygulanabilecek bir hukuk kuralı yok ise takdir yetkisi ile yasakoyucu gibi hukuk yaratmasını savunur.Eğer yargıç hukuki sorunlara çözüm getirirken aradığını Hart’ın çizdiği çerçevede ’kurallar’ içinde bulamazsa takdir yetkisini kullanır ve bu sorunu çözer; zira ona göre hukuk, “birincil ve ikincil normların birliğidir“Ronald Dworkin ise tam bu noktada bir dönem hocası da olan Hart’ a karşı çıkar. Dworkin’ e göre kurallar ve takdir iki kutbu temsil eder ve arada ilkeler vardır. Yargıçlar kurallarda aradıklarını bulamaz iseler subjektif olan takdire gitmeyecekler ve kurallar gibi konulup onlar gibi uygulanmayan ve ağırlıklarına göre uygulanan “ilkeler“e başvuracaklardır.Dworkin bu teziyle hukuku bir normlar bütünü olarak gören anlayışa da karşı çıkar ve tezini açıklarken hukuk felsefesinin en önemli imgelerinden biriyle, “Herkül” karakteriyle kendi tezini açıklar.Hukuk felsefesi tarihinin bu en heyecanlı tartışmalarından biri olan bu tartışma soyut bir tartışma olarak kalmaktan ziyade hukukun olduğu her yerde güncelliğini korumaya devam eden bir konumda yer almaktadır. Sunumda öncelikle iki büyük düşünür tanıtılarak, ardından kolay dava- zor dava ayrımı üzerinden örneklerle tartışma anlatılacak ve “Herkül” imgesine de sunum içinde sıklıkla yer verilecektir.Anahtar Sözcükler:Hart,Dworkin,Kolay-Zor Dava,HerkülÖzgeçmiş:28 Haziran 1987’de Ankara’da doğdum. İlköğretimimi 2001 yılında Yenimahalle Atatürk İlköğretim Okulu’nda tamamladım. Liseye Yenimahalle Alparslan Süper Lisesi’nde başladım ve 2005 yılında buradan mezun oldum. 2006 yılında lisans öğrenimime Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde başladım. 2006-2007 yılları arasında üniversite bünyesinde tiyatro çalışmasına katılarak oyunlarında yer aldım. 2007 yılında Karşı Hukuk dergisinde Prof.Dr.İbrahim Kaboğlu’nun verdiği ödev üzerine kaleme aldığım “Hukuk Devleti” isimli bir makalem yayımlandı. 2010 yılında Prof.Dr.Oğuz Polat ile “Türkiye’de Çocuk Hakları Farkındalığı” konulu araştırma çalışmalarına katıldım.Bu araştırma çerçevesinde yaklaşık 650 kişiye “Çocuk Hakları Bilinci” konusunda anket yapılmış ve bu araştırmanın sonuçları Çocuk Hakları Kongresi’nde yayımlanmıştır. 2011 yılında TÖMER’deki İngilizce kurslarına katılarak kursu tamamlayıp diploma almaya hak kazandım. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Yaklaşık 11 senedir yan flüt çalmaktayım. Ankara Barosu’na bağlı olarak avukatlık stajımı yapmakta ve Ankara Barosu Kültür-Sanat Alt Kurulu’nda çalışmalarımı sürdürmekteyim. Şu anda ise yüksek lisansımı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Kamu Hukuku alanında Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi anabilim dalında yapmaktayım. Ankara’da ikamet etmekte, ailemle yaşamaktayım ve bir kız kardeşim var.
Adalet İçin Hukuk Felsefesi Neden Gereklidir?Eylem KILIÇÖzet:Hukuk felsefesi hukukun kavramlarıyla ilgilenir, insan ilişkilerinin dayandığı temelleri karşılıklı haklar ve yükümlülükler açısından ele alır ve bu özelliği ile de genel geçer hukuktan ayrılır. Hukuk felsefesi hak kavramıyla ortaya çıkmıştır. Hak kavramı hukuku, hukuk; hukuk devletini beraberinde getirmiştir. Hukuk devletinin olmazsa olmazı adalettir. Yegâne amacı tüm yasaları ile toplumda adaleti egemen kılmak olmayan bir devletin sadece adı hukuk devleti olabilir. Devlet kavramı vatandaşların birbirine ve devlete, devletinde vatandaşlara karşı yükümlü olduğu bir yapıyı karşılamaktadır. Devlet, tüm gücü elinde barındırması özelliği ile bir takım adalet sapmalarının şiddetle muhtemel yaşanabileceği bir kurumdur. Bunun yanı sıra adil davranmak, yönetsel gücünü halktan alması nedeniyle devletin birincil vazifesidir. Adalet kavramı devreye girdiğinde ilk akla gelen kavramlardan biri de eşitliktir fakat herkese eşit davranmak çoğu zaman adaleti sarsar. Adalet için hukuk felsefesinin gerekliliği kavram kargaşasını ortadan kaldırmak olarak karşımıza çıktığı gibi, adil olan düzene ulaşmanın yolunu gösterdiği için de önemlidir. Hukuksal normlar bir dönem için ortaya çıkmıştır ve o dönemde geçerlidir fakat hukuk felsefesi ve hukuku birleştirdiğimizde ideal olana ulaşmanın çabasını vermiş oluruz.Bu yazıda, hukuk felsefesinin adil yaşama hakkına ne gibi katkılar sağladığına ve bu katkıların ülkemiz ve birkaç dünya ülkesi özelinde nasıl içselleştirildiğine dair sorulara cevap aranacaktır.Anahtar Sözcükler: Adil yaşama hakkı, hukuk felsefesi, adalet, eşitlik, devlet.ÖzgeçmişEylem Kılıç 22.01.1991 tarihinde Tokat’ta doğdu. 2009 yılında Nuh Mehmet Baldöktü Anadolu Lisesinden mezun oldu. Şuanda Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi. İngilizce bilmektedir.
İfade Özgürlüğüne Vurulmuş Pranga Simgesel ŞiddetArş.Gör. Özgür AYDINÖzet:Bir bilimin felsefesini yapabilmenin ilk koşulu özgürce düşünebilme yeteneğine sahip olmaktır. Bir bilim hakkında düşündüğümüzü başkalarının anlayabilmesini sağlayacak olan ise düşüncelerimizi ifade edebilmemizdir. Düşüncelerimizi ifade etmekte elimizde ve kontrolümüzde olmayan nedenlerden kaynaklanan engeller var ise bu engelin ne olduğunu tespit etmemiz gerekir. İlk aşamada düşüncelerimizi engelleyen şeyin ne olduğunu bulup elle tutmaya gözle görmeye çalışırız; ancak bir sonuca ulaşamayabiliriz. Biz ifade özgürlüğünü engelleyen elle tutulmayan gözle görülmeyen bir şiddetin var olabileceği şüphesinden yola çıkarak, ifade özgürlüğünün üzerinde kısaca değinecek ve onu engelleyebilmesi kuvvetle muhtemel olan simgesel şiddet kavramı üzerinde duracağız. Simgesel şiddetin bize uygulanmasını sağlayabilecek araçlara değinerek çalışmamızı tamamlayacağız.Anahtar Sözcükler:İfade Özgürlüğü, Simgesel Şiddet.Özgeçmiş:1984 yılında Antalya’da doğdu. 2008 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 2009 yılında Antalya Barosunda avukatlık stajını tamamladı. 2010-2011 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Hukuk Müşavirliğinde Avukat olarak çalıştı. 2011 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi Kapsamında Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, Genel Kamu Hukuku kürsüsü araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Genel Kamu Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi almaktadır.
Türk Ceza Hukukunun FelsefesiÖzge DemirÖzet:İnsanlık bir tür olarak ortaya çıktığı ilk günden beri toplumsal bir şekilde yaşamanın bir gereği olarak beri belli kurallar içinde yaşamaktadır. Bu kuralları hukuk saymak pek mümkün değil. Çünkü hukuk rastgele oluşan kuralar bütünü değildir. Bir sistemle oluşturulmuştur. Bu nedenle hukukun oluşmasını devletin ortaya çıkmasıyla; başka bir ifade ile hukuku sınıflı toplumların tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte anmak gerekmektedir.Hukuk tanımına yapılmasını gereken bir diğer ekleme onun esasında sınıflar arasındaki mücadelenin kâğıda dökülmesinden oluştuğunun kabul edilmesidir. Tarihte üretim ilişkileri değiştikçe hukukun anlamı da değişmekte ve bu anlam dönemin felsefecileri tarafından döşenmektedir. Hukuku elinde bulunduran sınıf kendi ideolojisini benimsetmeye çalışırken mücadelede sağlam mevziler kazanmak için en başta ceza hukuku kullanmaktadır.İlk devlet yapılanmalarının ceza hukukunda suçun doğaüstü güçlere dayandırıldığını ve işkence ile çözüm arandığı görülürken aydınlanma döneminde birey ortaya çıkmış, demokrasi, insan hakları ve kanunilik gibi kavramlar modern hukuk anlayışını oluşturmuştur. Bildirinin temel dayanak noktası burası olacak, hukukta aydınlanma döneminin kopuşuna yoğunlaşacak ve aydınlanma felsefenin Türk Ceza kanununa etkileri incelenecektir. Bu doğrultuda güncel davalara bakılacaktır.Anahtar kelimeler:Aydınlanma felsefesi, TCK, Düşman Ceza Hukuku, İnsan Hakları, Karl Marx”Özgeçmiş:Özge Demir, 18.02.1991/İstanbul2009 Bakırköy Gürlek Nakipoğlu Lisesi bölüm 1.si, Okul 2.si olarak mezuniyet2009-2014 İstanbul Bilgi Üniversitesi iletişim Fakültesi,2010-2014 İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi,2010-2014 Nazım Hikmet Akademisi Sosyal Bilimler bölümü.İngilizce: C1, Fransızca: B1
Hukuk Felsefesinin Amacı: AdaletEzgi GünayÖzet:İnsanoğlu dünyanın nüfussal artışının en başından beri, toplumların oluşmasıyla ihtiyaca dönen, adaleti ister. Her bireyin, toplumun kendisini düşündüğü ve doğruluğuna inandığı bir istemdir. Bu yüzden de bireyler ve toplumlar arasında adalet istemi standart hale getirilerek keyfe keder yargılamalardan kaçınmak adına yasalar ve kanunlar oluşmuştur. Yani hukuk varlığını göstermiştir. Adaleti sağlayabilmek için elimizdeki somut verilerden olan kanunlar yeterli midir? Ya da kime göre, neye göre adildir? Bu kuralları koyan ve uygulayan kişilerin vicdani tutumlarının etkisi var mıdır ya da olması gerekir mi? Adalet sağlamaya çalışırken daha mı adaletsiz oluyoruz yoksa?Bunların yanıtlarına erişebilmek için tümel olarak ele almamız, katı ve keskin normlardan sıyrılarak felsefi perspektiften bakmamız gerekir. Bunun içinde hukuk felsefesi temel kaynağımız olacaktır ve yüzyıllardır hasret olduğumuz ve öncelikli talebimiz olan adaleti bu kaynaktan yola çıkarak bulmaya, tanımlamaya çalışacağım. Çalışma esnasında hukuk felsefesinin tarihsel gelişiminin üzerinde durarak –pozitif hukukçular, adalet gibi soyut kavramların hukuk felsefesinin konusu olamayacağını söylese de- aslında adaletin hukuk felsefesinin temel sorunsalı yani amacı olduğunu göstermeye çabalayacağım.Anahtar kelimeler:adalet, adaletsizlik, vicdan, hukuk, hukuk felsefesiÖzgeçmiş:17.06.1993 Tekirdağ doğumluyum. 2011 yılında Tekirdağ Anadolu Lisesinden mezun olup, aynı sene Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimime başladım. Şu an 2.sınıf öğrencisiyim.
Thesei Physei Geriliminde Doğal Hukuk Anlayışı, Adalet Kavramı ve Hukuk FelsefesiCansu AtillaÖzet:Adalet nedir sorusu, tarih boyunca en çok sorulan, üzerinde en fazla durulan soruların başında gelmiş, adalet kavramının devingen yapısı, toplumdan topluma değişen anlamı da bu soruya değişik yanıtların verilmesine neden olmuştur. Adalet kavramı, içeriği bir o kadar dolu olmasına rağmen bir o kadar da içinin doldurulmasını bekleyen kavram olarak kendini göstermiştir. Toplumsuz bir yaşam nasıl ki artık insanlar için mümkün olamayacaksa, adaletin olmadığı bir toplum düzeninden bahsedilebileceği fikri de mümkün gözükmemektedir. Hukuk, toplum düzenini sağlayan kurallar ve bu kuralların adil bir şekilde uygulanışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hukukun temel kavramlarından biri olarak adalet kavramı, doğal hukukun özü, sosyal düzenin korunması şeklinde nitelenirken, bu yapının tamamını hukuk felsefesi kendi çatısı altına alarak sormaya, sorgulamaya çalışmıştır. Adalet, hukukun mihenk taşı iken hukuk felsefesinin içeriğini oluşturan doğal hukuk anlayışı da adaleti gerçekleştirmeye çalışarak hukuku bu felsefi düşünce içinde harmanlamaktadır. Bu yüzden adalet kavramının hukuk felsefesindeki yerine değinebilmek için doğal hukuk anlayışının hangi şartlar altında nasıl ortaya çıktığına ışık tutmak gerekir. Çalışmaya bu nedenle sofistlerin başlatmış olduğu thesei physei ayrımıyla başlayacağım. Bu ayrımın tarihi süreç içerisinde nasıl bir değişim geçirdiğine değinirken aynı zamanda adalet kavramının, doğal hukuk anlayışı içindeki değişim ve gelişimine de ışık tutmaya çalışacağım.Anahtar Sözcükler:adalet, thesei-physei, doğal hukuk, hukuk felsefesi.Özgeçmiş:19 Temmuz 1989 tarihinde Şanlıurfa’da doğmuştur. 2006–2007 Davut Zeki Akpınar Lisesi (Yabancı dil ağırlıklı lise) mezunu olan Cansu Atilla, 2009 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü kazanmıştır. 2011–2012 ders yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yan dal eğitimine başlamış, aynı ders yılı içinde Bilim Tarihi Bölümü’nde asistan öğrenci olarak çalışmaya başlamıştır. 2011 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün düzenlemiş olduğu 19.Felsefe Topluluğu Öğrenci Kongresi’nde “Aristoteles’in Adalet Terazisi” başlıklı ve 2012 yılındaki 20. Felsefe Topluluğu Öğrenci Kongresi’nde de “Thomas Hobbes’un Toplum Sözleşmesi ve Adalet Anlayışı” adlı bir bildirileri sunmuştur.
İnsan Hakları ve Hukuk FelsefesiT. Seçkin SerpilÖzet:Mağaraya resim çizen ilk insandan, günümüzde google translate kullanan modern insana kadar tüm insanlığın en büyük sorunu kendini( kimi zaman derdini) anlatmak ve karşısındakini anlamak olarak süre geliyor. Tarih sahnesinde dekor ve araçlar yenilense de insanlığın temel sorunu değişmiyor. Miko düzeyde örneğin gündelik hayatın içinde insanlar bilmedikleri dilde bir filmi alt yazıyla izleyip dünyayla entegre olduğunu sanarken kendi toplumuna sokaktaki insana yabancı kalabiliyor. Makro düzeyde ise insanlar, vatandaşlıklarından çıkartılabiliyor, din değiştiriyor-değiştirmek zorunda bırakılabiliyor, iç ya da dış savaştan dolayı ülkesinden kaçmak zorunsa kalıyor ama ana dilinden kaçamıyor. Ben de makalemde yukarıda bellirtiğim gündelik hayattan kesitler ve anahtar kelimeler doğrultusunda bu konuyu irdelemek istiyorum. İnsanı kendisi yapan en önemli değer konuştuğu dildir. Babil Kulesi mitinden beri süregelen insanların birbirini anlamaması ve anlamamakla lanetlenen modern insanın en büyük çıkmazı olan dil sorununu, anadilde eğitim çerçevesinde ele alacağım. Anadilde eğitim neden önemlidir? Ve anadilde eğitimin karşımızdakini anlamak ve kendimizi anlamak için neden önemli olduğunu ve bunun ifade özgürlüğüyle ilintisini inceleyeceğim. Türkiye’deki örneklere ve sorunlara değinecek olmakla beraber, konuya objektif bakabilmek adına İspanyolların Güney Amerika’yı fethetmesiyle beraber, yerel ulusların dillerinin kaybetmesi üzerinde de duracağım. Savımı sadece sosyolojik, siyasi ve gündelik hayat örnekleri değil aynı zamanda; modern sinema ve edebiyattan örneklerle de zenginleştirerek anadil eğitiminin İnsan Hakları için gerekliliğini anlatmaya çalışacağım.Anahtar Kelimeler:İfade Özgürlüğü; İletişim Hakkı; Kimlik; Anadilde Eğitim; YabancılaşmaEğitim:İstanbul Bilgi ÜniversitesiHukuk Fakültesi 2009-2013 MezunuAnadolu ÜniversitesiAçıköğretim Fakültesi, Sosyoloji Bölümü 2010 – HalenYıldız Teknik Üniversitesiİktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü 2007-2009Sankt Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu – İstanbul 2007 MezunuA.L.E.V(Avusturya Lisesiler Eğitim Vakfı) İlköğretim Okulu 2002 MezunuDeneyim:2011 - Halen – İstanbul Erkek Lisesi Satranç Takımı Antrenörü2009 - Halen – Sankt Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu Satranç Takımı Antrenörü2009 yılından beri kadrolu olarak Avusturya Lisesinde satranç antrenörlüğünü yapıyorum.2008 - Halen – Modaspor Kulübü Satranç Takımı İdarecisi ve Takım Kaptanı1946’da kurulmuş olan Kadıköy’ün köklü kulüplerinden Modaspor’un idareciliğini yapıyorum. Belge takibi ve lisans çıkarmaktan takımla ilgili tüm organizasyon işini yürütmekteyim.2007 - 2008 – Yıldız Teknik Üniversitesi Satranç Takımı AntrenörüYabancı Diller:İngilizce: Okuma, Yazma ve Konuşmada İleri seviyede (İlköğretim 5.sınıftan itibaren)Almanca: Okuma, Yazma ve Konuşmada İleri seviyede (İlköğretim 5.sınıftan itibaren)Hobiler/Aktiveteler/Üyelikler:Satranç: İlkokuldan beri turnuva oyuncusuyum. Oyuncu olarak birçok derece aldım. 1.kademe antrenör belgesine sahibim,organizatörlük konusunda da deneyimliyim. 2009 yılından beri üniversitemde satranç kulübü başkanlığını yürütmekteyim. İstanbul Barosu Spor Komisyonu Satranç grubunun üyesiyim ve takım kaptanlığını yapıyorum.Münazara: 2010’dan beri İstanbul Bilgi Üniversitesi Münazara Kulübü yönetim kurulu üyesiyim. Münazara turnuvalarına katılmaktayım.Go: İstanbul go okulu üyesiyim. Başlangıç düzeyinde oynamayı biliyorum.Sinema: Film festivallerini ilgiyle takip ederim. Altyazı dergisi başta olmak üzere birkaç dergide sinema kritiklerim yayınlandı.Hukuk Felsefesi: Cemal Bali Akal’ın düzenlemiş olduğu 2.Spinoza Günlerinde gönüllü çalıştım. Bilgi Üniversitesi yayınlarından çıkan kitabında teşekkür listesinde adım yer almaktadır.Psikoloji: İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Kulübünde 2009-2011 yılları arasında yönetim kurulu üyeliği yaptım. Psikoloji alanına ilgimden dolayı üniversitede seçmeli ders olarak “Hukuk ve Psikoloji” dersini aldım.
Yargı ve Savcı Etiği ile İlgili Uluslararası Belgelerİrem Burcu ÖzkanÖzet:Tebliğin girişinde etik, hukuk-etik ilişkisi ve meslek etiği ile ilgili temel bazı hususlara değinilecek ve 2000’lerin başında oluşturulup uygulamaya konulan 2003 tarihli Birleşmiş Milletler Bangolare Etiği Kuralları ile Avrupa Savcılar Konferansı’nda kabul edilen 2005 tarihli Budapeşte Savcılar Etiği Kuralları içerikleri anlatılarak görece yeni olan bu etik kuralların tanınırlığına katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi amacı ışığında öncelikle Birleşmiş Milletler Bangelore Yargı Etiği İlkeleri (2003/43) başlığı ile yayımlanmış ve 23 Nisan 2003 tarihinde kabul edilmiş olan Etik Kuralları üzerinde durulacaktır. Hâkimlere yönelik meslek ahlakı standartları oluşturma niyeti ile şu ilkeler benimsenmiş ve tavsiye edilmiştir: Bağımsızlık, Tarafsızlık, Doğruluk ve Tutarlılık, Dürüstlük, Eşitlik, Ehliyet ve Liyakat. Hukuk-etik ilişkisi bağlamında üzerinde durulacak ikinci belge 31 Mayıs 2005 Avrupa Savcılar Konferansı 6. Oturumu’nda kabul edilerek Budapeşte İlkeleri başlığı ile isimlendirilen Budapeşte Savcılar Etik Kurallarıdır. 19 No’lu (RCC 200) 4 – 10 paragrafları arasında yer alan ilkeler ile savcıların temel görevleri ortaya konulmakta olup bunların arasında savcıların tarafsızlığı ve tutarlılığı, adil, korkusuz, iltimassız ve önyargısızlıkları, kişisel ve mali çıkarlarını gözetemeyecekleri, temel ilkelerinin adil yargılanma hakkı olduğu, masumiyet karinesinin birincil önem taşıdığı vb. hususlar ifade edilmektedir. Hakim ve Savcı meslek etiği kuralları bu iki temel belge üzerinden incelenecek olup bu kuralların uluslararasılaştırılması ve tektipleştirilmesi üzerinde durulacaktır.Anahtar Sözcükler:Etik, Meslek etiği, Yargı etiği, Savcı etiği, Bangalore Yargı Etiği Kuralları, Budapeşte Savcı Etiği KurallarıÖzgeçmiş2002-2006 – Burak Bora Anadolu Lisesi2006-2010 – İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi2011-devam – İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Yüksek Lisans Programı2011-devam – İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Sosyolojisi ve Felsefesi ABD Araştırma Görevlisi
Adalet ÜzerineSena NebioğluÖzet:“Adalet felsefecilerimiz nadiren böyle bir girişimde bulunurlar, çünkü aramızda tartışma yaratmayacak ölçüde soyut, kullanılacak kadar da somut bir kavram belirtmek zordur.”Ronald DworkinÇoğu zaman “herkese hak ettiğini vermek” tanımı bağlamında tartışılan ama ona temel niteliğini veren özün ne olduğu konusu düşünürden düşünüre farklı olarak ele alınmış olan bir fikirdir, adalet. Hürriyet, eşitlik, söze bağlılık, güvenlik, karşılıklılık, fayda, adalet fikrinin yükseldiği temel olarak görülen kavramlardan bazısıdır. Kimi düşünürler, adalet fikrinin içeriğinin aslında boş olup değişen çağlarda uzlaşımlara göre doldurulduğunu yani havada duran bir fikir yahut göreli bir kavram olduğunu belirtmektedirler. Kimisi ise bu kavramın izafî olmadığını, Hukuk Devleti anlayışının İnsan Hakları öğretisinin relatif bir temele oturtulamayacağını söylemektedirler. Adaletin hukukla ilişkisi konusu da en az adalet kavramının ne olduğu konusu kadar üzerinde tartışmalar yaşanmış bir alandır. Hukuk Felsefesi gerek adaletin ne olduğunu gerek adalet-hukuk ilişkisinin var olup olmadığı var ise nasıl yorumlanacağı konusunda bakışlarımızı aydınlatmaya çalışmaktadır. Hukuk Felsefesinden beklenilenin ne olduğu sorusuna verilen cevapların ortak noktası hukukun temelindeki değerin ortaya konulmasının gerektiğidir. Tebliğde genel olarak özette belirtilen hususların üzerinde, farklı düşünür görüşlerinden faydalanılarak durulmaya çalışılacaktır.Anahtar sözcükler:Adalet, Hukuk, Görecelilik, İnsan hakları, Hukuk devleti.Özgeçmiş:17 Ağustos 1991 tarihinde Gaziantep’te doğmuştur. Gaziantep Ayten-Kemal Akınal Anadolu Lisesi’nden 2009 yılında mezun olmuştur. Şu anda Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisidir.
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
ggggggggggggggggg gggggggggggggggggggggggggggggg
- Program ve Tam Bildiri Metinleri
- III. HUKUKUN GENÇLERİ SEMPOZYUMU“HUKUK FELSEFESİ”Akdeniz Üniversitesi Hukuk FakültesiKonferans SalonuPROGRAM11 Ekim 2012 Perşembe09.00–09.30 Kayıt09.30–10.00 Açış KonuşmalarıNazire DEDEMAN ÇAĞATAY, Umut Vakfı Kurucu BaşkanıProf. Dr. Muharrem KILIÇ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, Rektör Yardımcısı10.00–10.45 I. OTURUM “HUKUK FELSEFESİ VE DOĞAL HUKUK”Oturum Başkanı: Prof. Dr. Muharrem KILIÇOsman Vahdet İŞSEVENLERCansu ATİLLAEmrah BİLEZİKÇİ10.40–11.00 Kahve Arası11.00–12.30 II. OTURUM “ADALET VE HUKUK FELSEFESİ”Oturum Başkanı: Prof.Dr.Hayrettin ÖKÇESİZSena NEBİOĞLUEzgi GÜNAYEylem KILIÇVeli BALOĞLUAli Çağdaş BOZANERYıldız ŞAHİN12.30–13.45 Öğlen Yemeği13.45–14.45 III. OTURUM: “İNSAN HAKLARI CEZA ADALETİ VE FELSEFE”Oturum Başkanı: Av.Fikret İLKİZT. Seçkin SERPİLArş. Gör. Kahan Onur ARSLANM. Serhat KAŞIKARA14.45–15.00 Kahve Arası15.00–15.45 IV. OTURUM: “İNSAN ONURU VE DEMOKRASİ”Oturum Başkanı: Dr.Ayhan AKCANAyşen SEYMEN ÇAKARMuhammed Fatih KAFADAROnur Can KESKİN15.45–16.15 V. OTURUM: “HUKUK FELSEFESİ VE EKONOMİ”Oturum Başkanı: Prof.Dr. İsmail TUFANMerve DEMİRÖZÜArş. Gör. Ercan SARICAOĞLU12 Ekim 2012 Cuma10.00–10.30 I. OTURUM “YARGIÇLARIN KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE HART DWORKİN TARTIŞMASI”Oturum Başkanı: Prof. Dr. Muharrem KILIÇKoray GÜVENÇağatay ŞAHİN10.30–11.30 II. OTURUM “YARGININ YARGILARI VE HUKUK FELSEFESİ”Oturum Başkanı: Prof.Dr.Hayrettin ÖKÇESİZİrem Burcu ÖZKANBüşra YILMAZÖZIşıl KURNAZHande EVSEN11.30–11.45 Kahve Arası11.45–12.30 III. OTURUM: “HUKUK FELSEFESİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA”Oturum Başkanı: Av.Fikret İLKİZEce Zeren AYDINOĞLUArş.Gör. Özgür AYDIN9. Hukuk Devletinde Medyanın Etik Anlayışı ve Haberleri Sunum BiçimiSemih Şahin KAYA (bildirisini göndermedi)12.30–13.45 Öğlen Yemeği13.45–14.45 IV. OTURUM: “TÜRK CEZA HUKUKUNUN FELSEFESİ VE SORUNLAR”Oturum Başkanı: Dr.Ayhan AKCANÖzge DEMIRKoray GÜVENS. Yazgülü TAŞTEMİR14.45–15.00 Kahve Arası15.00–15.45 V. OTURUM: “ANAYASA ANA DİL VE EDEBİ BARIŞ”Oturum Başkanı: Prof.Dr. İsmail TUFANFaruk TURİNAY14. Anadilde Eğitim HakkıTuğçe TUNÇ (bildirisini göndermedi)Zehra TATLI15.45–16.00 Kahve Arası16.00–16.30 VI. OTURUM: “TARİH, EDEBİYAT VE HUKUK FELSEFESİ”Oturum Başkanı: Prof.Dr.Hayrettin ÖKÇESİZ16. Türk Edebiyatı Eserleri Çerçevesinde Hukuk Felsefesi KavramlarıElif Gül YILMAZLAR (bildirisini göndermedi)17. Hukuk, Dil, Edebiyat, Tarih Üzerine Bir İnceleme: İngiliz Nısfet Hukukunda “Conscience”, “Equity” ve “Care” Kelimelerinin YeriBurç KÖSTEM(bildirisini göndermedi)16.30–17.00 Değerlendirme ve SonuçAv. Fikret İlkiz
- Fotoğraflar